Food manufacturers are literally killing you with chemicals and synthetic alterations of natural ingredients
GIDA ÜRETİCİLERİ; DOĞAL KATKI MADDELERİ YERİNE KİMYASAL VE SENTETİK ALTERNATİFLERİ İLE SİZLERİ GERÇEKTEN ÖLDÜRÜYORLAR!
İŞLENMİŞ ET ÜRÜNLERİ KANSERE, HAFIZA KAYBINA; BEYİN HASARINA SEBEP OLUYOR!
Yeni bir araştırma, işlenmiş et ürünleri tüketimi sonucunda pankreatik kanser riskinde %67 artış olduğunu göstermektedir.
7 yıldır, yaklaşık 200 000 erkek ve kadın hastanın izlendiği, Hawai Üniversitesinde, yürütülen yeni bir araştırma, işlenmiş et ürünü tüketiminin, pankreatik kanser riskini artırdığını göstermiştir. Araştırmanın grup sözcüsü Ute Nothlings’e göre, çok miktarda işlenmiş et ürünü(sucuk, salam, sosis vs.) tüketen insanlar, çok az tüketen veya hiç tüketmeyenlere nazaran %67 daha fazla pankreatik kanser riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar.
SODYUM NİTRİT (E250)
Ancak, araştırmacıların, bu pankreatik kanser riskinin artış sebebini henüz tam olarak tespit etmeyi başaramadıkları ifade edilmiştir. Buna karşın, kanser riskinin artışındaki gerçek sebebin, gıda işleme firmalarınca sodyum nitrit olarak bilinen ve kansere yol açmayı tetikleyen katkı maddesinin yaygın kullanılması olduğu, beslenme uzmanı Mike Adams tarafından ifade edilmektedir.
Takriben tüm işlenmiş et ürünlerinde, sodyum nitrit, katkı maddesi olarak kullanılmaktadır. Halen bu katkı maddesi, vücutta kanser hücrelerinin oluşumunu ve büyümesini hızlandıran güçlü kanser nedeni kimyasallar olarak bilinen kanserojenik nitrosaminlerin öncüsü olduğu bilinmektedir. Tüketiciler, bilinen et ürünleri ile birlikte sodyum nitrit aldıkları zaman, vücutta nitrosaminler oluşur. Bunlar oluştukları yerde, kolon kanseri, pankreatik kanser dahil, çeşitli kanserlerin gelişmesini teşvik ederler.
Sodyum nitrit, insan gıda tedarikinde yeri olmayan, kansere neden olan bir katkı maddesi olarak tehlikelidir. USDA(FDA), 1970’li yıllarda bu katkı maddesinin kullanımını yasaklamak için teşebbüse geçti, ancak tüketiciye daha cazip görünümlü gıda maddeleri yapmak için, bir renk sabitleyici olarak bu katkı maddesine bel bağlayan et işleme firmalarının karşı direnci ile karşılaştı. Bugün Et Firmaları, pek çok ülkede, halkın sağlığını tehdit etmesi bahasına, işlenmiş et ürünlerinde sodyum nitriti kullanmaya devam etmektedirler. Bu yeni araştırma ise işlenmiş et ürünlerinin tüketimi ile kanser arasındaki bağı açık bir şekilde ispat etmektedir.
İşlenmiş et ürünlerinin tüketiminin etkisinin negatif tarafı sadece pankreatik kanser değildir.İşlenmiş et ürünlerinin tüketimini takiben Lösemide de %700 lük bir patlama gözlenmektedir.
Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma Grubu HACSG’nin notunda ise:
“Sodyum nitritli ürünlerin tüketilmesi sonucunda, baş dönmesine, baş ağrısına, nefes alma zorluğuna ve potansiyel kanser riskine neden olabilir. Çocukların yiyeceklerinde kullanılmamalıdır.”
Tüketiciler, öğünlerden önce C ve E vitaminleri gibi koruyucu antioksidan kullanarak sodyum nitritin kanser oluşturma etkisini azaltmaya yardımcı olabilirler. Ancak, vitaminler %100 koruyucu olamazlar. Yegâne güvenli strateji, tamamen sodyum nitritli gıdaları tüketmekten uzak durmaktır.
Bilhassa bebek bekleyen anneler, bebeklerde oluşabilecek beyin tümörlerinin çok yüksek derecedeki riskinden dolayı sodyum nitritli ürünleri tüketmekten şiddetle kaçınmalıdır. Anne-babalar da çocuklarının beslenmelerinde sodyum nitritli ürünlerden ve bu ürünlerle yapılmış tost ve pizza gibi gıda maddelerinden şiddetle uzak durmalıdırlar.”SODYUM NİTRİT; ÖZELLİKLE, CENİN; BEBEK VE ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKELİDİR.”
Üzüntü ile kaydedelim ki, pek çok okul kantininde, hastane kafeteryalarında, fast-food lokantalarında ve yemek fabrikalarında binlerce menüde sodyum nitritli gıda ürünleri insanlara sunulmaya devam edilmektedir. Bu katkı maddesinin kullanımı çok yaygındır. İşlenmiş et ürünlerinin büyük miktarlarda tüketildiği pek çok toplumda kanser oranı süratli bir patlama göstermektedir.
Şimdilerde bazı ülkelerde, bazı firmalar nitritsiz, nitratsız etiketi ile sağlıklı alternatifler sunmaya başlamışlardır, ancak bu ürünlerin sadece sağlık ürünleri satan mağazalarda ve doğal ürünler satan marketlerde satılıyor olmaları tüketicilerin, bu ürünlere ulaşmasını güçleştirmektedir. Ülkemizde ise henüz böyle bir yaklaşım gösteren markalı firma ortalarda görülmediği gibi, merdiven altı tabir edilen ismi, cismi, üretim yeri, üretim tarihi belli olmayan, tam manası ile gıda terörü ürünlerinin rahatlıkla üretildiği ve satılabildiği acı bir gerçekle karşı karşıya bulunmaktayız.
SODYUM SÜLFİT (E221)
Gıda maddelerinde ve ilaçlarda renk ve kıvam koruyucu, bozulmayı önleyici ve renk ağartıcı gibi maksatlarla kullanılan bir katkı maddesidir. Meşrubat, kurutulmuş meyve, bisküvi, salam, sosis, sucuk ve kurutulmuş-tuzlanmış balık ürünlerinde katkı maddesi olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Ülkemizde bu konuda araştırmalar yapmış, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Yard.Doç.Dr. Vural Küçükatay araştırma sonuçlarını şu şekilde özetlemektedir.
“Deney hayvanları üzerinde yaptığım araştırmada sodyum sülfitin beyin fonksiyonlarını etkilediği yönünde bulgular elde ettim.
Sodyum sülfitin besin ve ilaç yolu ile alınması halinde öğrenme ve hafıza bozukluğu başta olmak üzere beyin fonksiyonlarına zarar verdiğini tespit ettim. Sürekli tüketime bağlı olarak bu zararın daha da büyük boyutlara çıkması kaçınılmazdır.”
Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma Grubu HACSG’nin notunda ise:
“Astmatik yapıdaki insanlarda alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Sodyum sülfitli ürünlerden kaçınılması tavsiye edilir.”
ABD’de bu katkı maddesinin kullanıldığı ürünlerin etiketinde miktarının yazılması yasal zorunluluk olduğu halde ülkemizde etiket üzerinde miktar belirtilmemektedir. Bu da tüketiciye verebileceği zararın bilinmesini engellemektedir.
Sodyum nitritli ürünler için yaptığımız ikazı, Sodyum sülfitli ürünler için de yapabiliriz.
Bilhassa bebek bekleyen anneler, bebeklerde oluşabilecek beyin tahribatının çok yüksek derecedeki riskinden dolayı sodyum sülfitli ürünleri tüketmekten şiddetle kaçınmalıdır. Anne-babalar da çocuklarının beslenmelerinde sodyum sülfitli ürünlerden ve bu ürünlerle yapılmış tost ve pizza gibi gıda maddelerinden şiddetle uzak durmalıdırlar.”SODYUM SÜLFİT; ÖZELLİKLE, CENİN; BEBEK VE ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKELİDİR.”
NOT: Yukarıda yapılan açıklamalar aşağıda kot numaraları belirtilen katkı maddeler için de geçerlidir.
E220, E222, E223, E224, E225 ile E249, E251, E252
Kaynaklar:
http://www.organicconsumers.org/foodsafety/processedmeat050305.cfm
www.TruthPublishing.com/GroceryWarning.
www.newstarget.com/007024.html
Preston-Martin, S. et al. "N-nitroso compounds and childhood brain tumors: A case-control study." Cancer Res. 1982
Northern Allery Centre’s-Guide to Food Additives
“Sodyum sülfit” beyni olumsuz yönde etkiliyor.Vakit Gazetesi