TEKNOFEST COŞKUSUNUN GÖLGESİNDE HATIRLADIKLARIM!
Hoşgeldiniz: Gıda Raporu - Yediklerimiz İçtiklerimiz Helal mi?
ANA SAYFAHELAL-HARAME KATKI MADDELERIZIYARETCI DEFTERI
URUNLERDE KATKI MADDELERIYENIDEN GIDA RAPORUSIK SORULAN SORULARNEDEN UYE OLMALIYIZ?


· Ana Sayfa
· En çok okunanlar
· Konular
· Makale ArÅŸivi
· Site İçi Arama
· Sitemizi Tavsiye Edin
· Ä°rtibat / EleÅŸtirileriniz
· Ziyaretçi Defteri

RADYO GIMDES

Dergi Abonelik

Son Çıkan Kitaplarımız
Helal Lokma kitabı

EDITOR'DEN
  • Bu Site Niçin kuruldu?
  • G?da Raporu Kitab? Hakk?nda
  • Muhterem Ziyaretçilerimiz!
  • Ãœretici, ?thalatç?, Sat?c?, Kamu Yöneticisi ve Tüketicilerimize Duyurudur
  • G?da Günlü?ü Hizmetinizde
  • Domuz Tart??mas?
  • Okuyucu Sorular?na Cevab?m?z

  • Site Ä°stastiÄŸi
    ÅŸu ana kadar
    65327991
    sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003

    Reklamlar

    Çocuk Egitimi

    Helâl Erleri

    YASAL UYARI

     

    TEKNOFEST COŞKUSUNUN GÖLGESİNDE HATIRLADIKLARIM!


    Gönderen:huseyin Tarih: 01/05/2023 07:01
    TEKNOFEST COŞKUSUNUN GÖLGESİNDE HATIRLADIKLARIM!

    Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

    Geçtiğimiz C.tesi ve Pazar günü İstanbul şehir parkında açılmış Teknofest etkinliğini evimdeki televizyonumda heyecanla takip ettim. 1970’li,1980’li yıllarım filim şeridi gibi gözlerimin önünde birbir resmi geçit yaptı.

    MİLLİGÖRÜŞ’ün Siyasi meydanlara 1970'li ilk çıkış yıllarında koalisyon ortağı olarak karşılaşılan dışa bağlı: ekonomi, ticaret, üretim, eğitim ve montaj sanayi idi. MİLLİ GÖRÜŞ Önce Ahlak ve Maneviyat bayrağı ile fabrika kuran AĞIR SANAYİ hamlesi ile Yeniden Büyük Türkiye hareketini başlattı.

    Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan Hocam, 1969 yılında atıldığı siyasi hayata, kısa bir süre sonra hükumet ortağı olmak suretiyle adeta mührünü basmıştır. O‘nun Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptığı zamanda, Türkiye tarihinin en köklü ekonomik faaliyetlerinin başlatıldığı inkâr edilemez bir gerçektir.

    AÄžIR SANAYÄ° HAMLESÄ° NE Ä°DÄ°?

    SANAYİ VE TEKNOLOJİ Bakanlığında Müteşarlık kararnamem Süleyman Demirel’in Başbakanlık makamında imzalanması kasıtlı olarak bekletilirken Başbakan yardımcısı olarak Erbakan Hocam, kanun hükmünde kararname ile Ağır Sanayi Hamlesinden sorumlu müsteşar vekili olarak bizi görevlendirerek Ağır Sanayi Hamlesini başlattı.

    Erbakan Hocamın hükumet ortağı olduğu dönemde başlatılan "Ağır Sanayi Hamlesi"nin ayrıntılarına bir göz atarsak. Öncelikle "Ağır Sanayi" ne demektir? Ağır sanayii aslında diğer sanayileri kuran sanayidir. Bu sebeple ancak büyük ve lider ülkeler bu sanayii kurup işletebilir ve geliştirebilirdi. Erbakan Hocamın gayesi, ülkemizin kısa süre önce geçirdiği sosyal yıkımların tedavisi ve kalkınması Önce Ahlak ve Maneviyat öncülüğünde, bu "Ağır Sanayi Hamlesi" ile başarılabilirdi. Ağır sanayi yeniden büyük Türkiye'nin ana adımlarından birisi olmalı idi. Ağır sanayi, yaygın, milli, güçlü süratli kalkınmanın belkemiği idi. Yani bu, hakiki kalkınma demekti. Yeni kurulmuş genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en büyük kalkınma hamlesi idi.

    Temmuz 1973'te ise "Bu plan devresinde, hedefimiz sadece fabrikalar açmaktan, tesisleri kurmaktan ibaret değil, fabrikaları kurabilen en ileri teknolojileri bilen, takip eden ve daha da geliştirebilen mühendislik bürolarına, teknik erkânı harbiyeye, mühendis, teknisyen ve sanatkar kadrolarına sahip olmak da ana hedefimizdir" diyerek ağır sanayi için gereken insan gücünün yetiştirilmesi için de gayret göstereceklerini ifade ediyordu.

    Yine Erbakan Hocam Mayıs 1976‘da "Başlattığımız bu ağır sanayi hamlesi Cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma hamlesidir" diyor, Temmuz 1976‘da da "Demir çelik tesislerimizi büyütüyoruz, arttırıyoruz, makine imalat fabrikalarımızı tesis ediyoruz. Motor, elektronik, elektro-mekanik, takım tezgahları, teksitil makinaları, su turbilerini üretecek sanayimizi kuruyoruz. Bu kalkınmamız müstemleke tipi kalkınma değil, lider ülke Türkiye kalkınmasıdır", Ekim 1976‘da "Temellerini attığımız bu fabrikalar montaj yapan fabrikalar değildir. Hakiki imalat fabrikalarıdır. Fabrika kuran fabrikaları, makine yapan makine sanayini kuruyoruz", Ocak 1977'de "Büyük tarihi ağır sanayi hamlemizi, "Manevi Kalkınma" hamlesiyle beraber yürüttüğümüz için bu kalkınma hakiki kalkınmadır, sağlam kalkınmadır" ve Ekim 1977'de "Türkiye sadece kendi tesislerini kendisi kuran bir ülke olmakla iktifa etmeyecek, dış ülkelere, kardeş Müslüman ülkelere de fabrika kuran bir ülke haline gelecektir" diyerek ne kadar büyük ve ufku geniş bir düşünce ve eylem adamı olduğunu ortaya koyuyordu.

    Erbakan Hocam, bu milletin batılılara fikri manada üstünlüğünü çeşitli örneklerle de izah ediyordu: Mesela 8. asırda Harun Reşit'in Şarlman‘a hediye gönderdiği çalar saatin içinde cin olduğu zannıyla Şarlman'ın gece yarısı cini görmek için saatlerce beklediği rivayet edilir. Selahaddin-i Eyyubi‘nin kılıcına su vermedeki teknoloji ile Kral Richard'ın kılıcındaki teknoloji arasında çok fark var idi. Yakın zamandan örnek vermek gerekirse Defterdar Dokuma Fabrikası 150 yıl önceki zamanının en mükemmel dokuma fabrikası, Hereke tekstil fabrikası ise 70 sene önce kurulduğunda dünyanın en büyük fabrikalarından biri sayılıyordu. İşte Erbakan, tarihten bu tür örnekleri millete anlatarak, bizim bütün bu sanatlarda, ilimde, olduğu gibi, batılılara bunları bizim öğrettiğimizi ve onların hocası olduğumuzu gururla söylüyordu.

    Milletimiz tarihin en şerefli milletidir. Çağ açıp kapatmış bir milletin evlatlarıyız. Aziz milletimiz birçok imparatorluklar kurmuştur, büyük devlet adamları, kumandanlar yetiştirmiştir.

    İlimlerin kurucusu bizim milletimizdir. Bizim milletimiz sayısız alimler yetiştirmiş, asırlar boyu ahlak ve fazilet numunesi müstesna insanlar yetiştirmiş bir millettir. Bugün de yeryüzünün en zengin ülkesi üzerinde bulunuyoruz ve yine yeryüzünün en çalışkan milletiyiz.

    "Bugüne kadar bizim milletimiz başka milletlerle teke tek mukayese edilmemiştir. Onların pek çoğunun yekununa daima galip gelmiştir. 20. asrın ilk 25 senesi harplerle geçti. Bu harplerin arkasından 2. 25 senede yaralarımızı sarmakla meşgul olduk. Bir 3. 25 senesinde yeniden yurdumuzun kalkınması için çalışmalar başladı. En hızlı ve en verimli kalkınmayı nasıl yapacağımız hususunda milletçe yol aradık. Şimdi 20 asrın son 25 senesi başlamıştır. Milletimiz yolunu çizmiştir ve milletimiz şimdi en büyük kalkınma hamlelerinden birini başlatmıştır.’’

    "Bu büyük hamleye başlarken kendimizi küçük görmemeliyiz. Başarı inançla mümkündür. Türkiye büyük bir devlettir. Kabul edelim ki bugüne kadar yurdumuzda batılıları bizim büyük milletimizden daha üstün gösterme hususunda kesif bir propaganda devresi gelmiş geçmiştir. Hakikat bizim milletimizin şerefli tarihindeki vasıfları aynen muhafaza ettiği ve bugün yeryüzünde en büyük kalkınmayı gerçekleştiren bir millet olduğudur. Esasen bütün tarihimiz, milletimizin bu hamleleri başaracağının açık delilleriyle doludur. Batılıların tesiriyle yapılmakta olan olumsuz propagandalardan silkinmek, bu büyük kalkınmanın temel şartlarından birini teşkil etmektedir."

    Böylece, daha 1977‘de Türkiye‘nin bir hamleye başladığını, adeta koşan bir atlet gibi depara kalktığını ve önündeki ülkeleri geçmeye başladığını bu millete gösteriyordu. İşte, o yıllarda ilk önce geçmek üzere olduğumuz ülkeler: Romanya, Çekoslavakya, Danimarka, Doğu Almanya, İsviçre, Belçika. Daha sonra ise Meksika, Polonya, İsveç, Avustralya, Hollanda ve İspanya‘yı kalkınmada geçeceğimiz ülkeler olarak hedefe koyuyordu.

    1977 yılında sadece hükümet ortağı olarak başlatılan "Ağır Sanayi Hamlesi" sonucunda Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocam yapılanları ve projeleri şöyle ifade ediyordu:

    "Türkiye büyük bir devlettir. Devletimiz ne yapacağını bilmektedir. Milletler arası yarışta en şuurlu, en büyük kalkınmayı milletimiz başarıyla yürütmektedir. Milletimizin nasıl yurdumuzu koruyan şanlı, şerefli bir ordusu varsa, silahlı kuvvetleri varsa, Türk milleti olarak gördüğümüz diğer bir gerçek de milletimizin aynı zamanda büyük bir kalkınma ordusu da vardır.

    Milletimiz ağır sanayini kurup dünyanın en ileri ülkeleriyle boy ölçüşmeye karar vermiştir. 1975 yılında dünya milletleri arasında 25. noktada iken, sadece bir plan devresinde 15. noktaya zorlamak, 10 sene içerisinde de bütün dünyadaki ilk 10 ülke arasında yer almak milletimizin kararıdır ve bütün bu çalışmaların hedefidir.’’

    "Bütün bu çalışmalar Türkiye‘de aynı zamanda büyük bir ulaşım şebekesiyle beraber yürüyecektir. Önümüzdeki yakın yıllarda 16 bin kilometre yüksek standartlı yollara sahip bir ülkeyi önümüze bir hedef olarak almış bulunuyoruz. Avrupa-Asya otobanı yapılacak, yurdumuzun içerisinde birçok ağır sanayi otobanları yapılacak, dünyanın bu kilit noktasında dünya ulaşımı ve bu ağır sanayi ulaşımının gereklerini bir yandan adım adım yerine getireceğiz. Bu yolların arasında sadece 1973-1982 arasında yapılacak olan 200 büyük sanayi tesisi huzurlarınızdadır."

    Bütün bu plan ve projeler bir araya geldiği zaman 18 çimento fabrikası, 16 gübre fabrikası, 14 şeker fabrikası, 23 Sümerbank fabrikası, 6 SEKA fabrikası, 77 büyük sanayi tesisi 63 organize sanayi bölgesi ve 250 küçük sanayi sitesi. Bütün bunlara ilaveten 7 demir çelik tevsiat ve yeni kuruluşlar, 32 ağır makine fabrikası ve MKE‘nin makine sahasında yeni büyük atılımları, 4 takım tezgahı fabrikası, 10 motor sanayine ait tesis, 11 elektro-mekanik sanayine ait tesis, 3 araştırma merkezi, 4 elektronik sanayine ait tesis, telekomünikasyon sanayine ait 1 tesis, 1 tane de uçak olmak üzere 72 adet ağır sanayi kuruluşu sadece 5 yıl içinde yani 1982 yılına kadar başlanıp bitirilmek üzere hedefe alınmıştır. Bütün bunların hepsi 462 tane tesis için 239, 5 milyar lira, takriben 240 milyar lira. Bugüne kadar harcadığımız paraların en hayırlı harcanma yeri olarak harcanacaktır. Bütün bunlar Ağır Sanayi Hamlemiz kitabında birbir anlatılmıştı.

    "Manevi kalkınma ve maddi kalkınma olarak Türkiye bir büyük çalışmanın içindedir. Bu inancımız, temel inancımızdır."

    Erbakan Hocam sadece Türkiye‘nin kalkınmasıyla ilgilenmiyor, diğer Müslüman ülkelerin de geri kalmışlığından üzüntü duyuyordu. Bunlar arasında sadece Suudi Arabistan‘ın petrol gelirlerine rağmen yine de Türkiye‘den daha az gelişmiş olduğunu ortaya koyuyordu. 35 büyük Müslüman ülke gelirlerinin 191 milyar dolar ettiğini, diğer küçük ülkelerin de buna eklenmesi durumunda ancak 200 milyar dolara ulaştığını, oysa sadece Fransa‘nın 235 milyar dolarlık gelire sahip olduğunu üzülerek belirtiyordu.

    1974’TE KIBRIS ÇIKARMASI

    Kıbrıslı rumların türklere uygulamaya başlattığı terör ve katliam hareketlerine karşı Türkiye'den İngiltere'ye ortak müdahale teklifi götürüldü. Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, İngilizlerin olumsuz yanıt iletmesi üzerine, garantörlük hakkını kullandı ve Ada üzerinde bulunan Türklerin güvenliğini önemseyerek, 20 Temmuz 1974 senesinde Kıbrıs Barış Harekatı kararını verdi. Harekatın ikinci kısmı ise; Bülent Ecevit görüşmeler için İngilterede iken Erbakan Hocam insiyatifini kullanarak ''Ayşe Tatile Çıksın'' parolası ile tamamlanmıştır. Kıbrıs Barış Harekatı; 20 Temmuz 1974 ve 18 Ağustos 1974 tarihleri arasında devam ederek tam olarak 4 haftada tamamlanmıştır. Harekat kesin bir Türk zaferi ile sonuçlanmıştır. Ancak, 1975 senesinin Şubat ayında, ABD; Türkiye Cumhuriyeti'ne silah ambargosu uyguladı. Bunun üzerine Askeriyemiz zor durumda kaldı. Genel Kurmay Başkanlığı karekat gücünü kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarını ve çözüm tedbirlerinin alınması için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına yazılan yazı üzerine Kuvvet Komutanları ile yapılan görüşmeler sonucunda sürratle acil ihtiyaç olan askeri techizat, silah ve malzemelerin bir yerde sergilenmeleri taleb edildi. Sakarya'da askeri alanda sergileri sağlandıktan sonra, montaj sanayiine parça üreten küçük sanayicilerini sergiye davet ettik. Bir iki hafta içinde gözlerimizi yaşartan,Kuvvet komutanlarımızı heyecanlandıran askeriyemizin acil ihtiyacının %80 i Anadolumuzun küçük sanayici vatansever zanatkarlarımız tarafından üretilip ordumuza teslimini taahhüt ettiler. Birçok küçük sanayicimiz askeriyemizle bu ilk ilişkisini devam ettirdi. Bunlardan bir tanesi de Baykar idi.Baba Baykar’ı burada rahmetle anıyorum. Bugün çocukları taşıdıkları bayrağı ile büyük projelere imza atmaya devam ediyorlar.

    Teknofest'te hatırladığım ikinci hatıram Tüsaş’ın kuruluşu oldu. Kıbrıs Barış Harekatı sonucunda milli savunma sanayii alanına uygulanan ambargo neticesinde Türkiye, milli savunma alanındaki çalışmalara hız vermeye başladı. Türkiye'nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla 28 Haziran 1973 tarihinde kurulan TUSAŞ, atılan bu adımda öncü isimlerden oldu. Ağır sanayi hamlesinde Başbakan yardımcısı Erbakan Hocamın kararname ile anonim şirketi statüsünde kurdurduğu ve Ortadoğu üniversitesinde profösör olan bir kardeşimizin genel müdür olarak tayin edildiği bir firmaydı. Uçak Projeleri Havacılık Yükseltmeleri Savunma Sistemlerini gerçekleştirecekti. Bu maksatla Tusaş yetkilileri ilk defa Türkiye'de üretimine başlatılacak helikopter için bir İtalyan firması ile görüşmeler sonucunda sözleşmenin Türkiye'de imzalanmasına karar verilmişti. Ağır Sanayi Hamlesi çalışmalarının yürütülmesi için tahsis edilen Ulustaki Eski Meclis binasında hazırlıklar yapıldı imza için O zaman Başbakan olan Demirel ile görüşüldü ve gelmeyi kabul etti. 1978'de İmza gününde İtalyan heyeti, Türkiye heyeti yerlerini aldılar. Fakat bütün beklemelere rağmen Demirel gelmedi. Böylece Türkiye bir defa daha Amerikan uşakları tarafından hayal sükutuna uğratıldı.

    Teknofest açılışını yapan da MİLLİ GÖRÜŞ Harekatının gençlik kesiminde yetişen, daha sonraki dönemlerde İstanbul belediye başkanlığı, başbakanlık görevlerinde bulunan ve bugün Reisicumhur makamında bulunan Tayyib Erdoğan'dı



     
    Haber Puanlama
    Ortalama Puan: 5
    Toplam Oy: 5


    Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

    Kötü
    Ä°dare Eder
    Ä°yi
    Çok İyi
    Mükemmel



    Seçenekler
    Bu Haberi Arkadaşına Gönder  Bu Haberi Arkadaşına Gönder

    

    Gıda Raporu 2003-2017
    1024x768 Ekran Çözünürlüğünde Tasarlanmıştır
    RSS
    Her Hakkı Saklıdır İzinsiz Alıntı Yapılamaz.