 |
Site İstastiği |
 |
|
şu ana kadar 67313158 sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003
|
|
|
 |
| |
Gönderen:huseyin Tarih: 12/08/2025 07:18
SU HAFIZA SAHİBİDİR- SU HAYATTIR!
Dr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
Susuz hayat mümkün değildir. Su, bütün canlıların hayatlarını idame ettirebilmeleri için temel unsurlardan birisidir. Anasır-ı erba denilen 4 unsurdan (hava, su, toprak ve ateş) birisi sudur. Su, hayatın kendisidir. Gökyüzünü muhteşem bir tablo gibi yedi renge boyayan su, yağmur olup, bütün canlılara varlığıyla hayat bahşeder. Maddenin üç halinde de bulunabilen suyun kendine has özellikleri, su çevrimini ve dolayısıyla canlı hayatı mümkün kılmıştır. Su; renksiz, kokusuz, elde bile tutulamayan şekilsiz bir maddedir. Ancak toprakta ve soluduğumuz havada mevcut olan su, yerini başka hiçbir tabii veya suni maddenin dolduramayacağı bir kaynaktır.
Sesiyle huzur, gücüyle enerji veren su; içmek, yiyecek üretmek ve sağlıklı bir hayat için ilk insanlardan günümüze kadar gelen en eski ihtiyaçlardan biri olmuştur. Suyla buluşmuş toprak, insanoğluna cömertliğini sunmuş, çeşit çeşit meyve, sebzenin Allah’ın izni ile yetiştirilebilmesini sağlamıştır.
Suyla sadece insan nesilleri değil, medeniyetler de gelişmiştir. Tarih adlı defterin yaprakları medeniyetlerin kurulması, gelişmesi ve hatta bazen de yok olmasında suyun çok önemli bir rol oynadığını ve medeniyetlerin hemen hemen hepsinin su kaynaklarının bulunduğu yerlerde kurulduğunu yazmaktadır.
Suyun toplumumuzda ve kültürümüzde de çok büyük bir değeri vardır. Kendilerine su ikram edilen büyüklerimiz “Su gibi aziz ol” ifadesiyle en güzel şekilde mukabele eder.
Biz suyu hep aziz bildik, su ile hayat arasındaki ilâhi dengeyi, “Suyun bir zerresi ile deryası karşısında, aynı derecede edepli olmayı” öğrendik.
Özellikle suyu sarnıç ve çeşmelerle kontrol altında tutma ve biriktirme, hatta onunla hastaları tedavi etme yöntemi su kültürümüzün ne kadar eskilere dayandığının en önemli göstergesidir. İçeceğimiz suya doğru hacetimiz veya sıkıntımız için tedavi ve hacet ayetlerimizi okuyup üflememizin bir hikmeti olmalı değil mi?
Tüm hastalıkların en önemli nedenini, vücudun susuzluğuna bağlayan ve doğru su tüketimi ile neredeyse bütün hastalıklara karşı korunabilmenin mümkün olduğunu öngören tıp görüşünün dayandığı bir olayı anlatmak istiyorum. Bu konuda yazdığı kitabın adını da ‘Hasta Değil, Susuzsunuz’ olarak koymuştur. Yaşadığı dönemde siyasi hengâmesinde hapishaneye düşmüş Tıp Doktoru olan kişi Hapishanedeki ilk günlerinde şiddetli kıvrandırıcı ülser ağrısı olan bir tutukluya hapishanenin revirinde hiç ilaç olmadığı için iki bardak su verir. Ağrı 8 dakika içinde geçer. Daha sonra hastası 3 saatte bir 1 küçük pet şişe ya da 2 büyük su bardağı su içmeye devam eder. Hasta Allah'ın izni ile yıllarca mide ağrısı çekmez.
Doktor, ilk hastadan sonra hapisten çıktığı 1982 yılına kadar 3000’den fazla ülserli mahkûmu sadece suyla tedavi etmiş ve sağlıklarına kavuşturmuştur. Hapse girdiğinden bir yıl sonra ilk duruşmaya çıktığında hâkime insan sağlığı için çok önemli bir buluş yaptığını, yaptığı bu buluşun İran ve Batı tıp dergilerinde yayınlanması için bir makale yazdığını söyler. İdam edilmeden önce bu yazıyı kendisine teslim etmek ister. Hâkim duygulanır ve cezasını üç yıla indirir. Daha sonraki aylarda ise erken tahliye kararı verir. Fakat Doktor araştırmalarını tamamlamak için erken tahliye teklifini kabul etmez. İzin alarak fazladan birkaç ay daha hapishanede kalır ve çalışmalarına devam ederek makalesini tamamlar.
|
|
| |
 |
Haber Puanlama |
 |
|
Ortalama Puan: 5 Toplam Oy: 4

|
|
|
 |
|
|