Margarinler
Hoşgeldiniz: Gıda Raporu - Yediklerimiz İçtiklerimiz Helal mi?
ANA SAYFAHELAL-HARAME KATKI MADDELERIZIYARETCI DEFTERI
URUNLERDE KATKI MADDELERIYENIDEN GIDA RAPORUSIK SORULAN SORULARNEDEN UYE OLMALIYIZ?


· Ana Sayfa
· En çok okunanlar
· Konular
· Makale ArÅŸivi
· Site İçi Arama
· Sitemizi Tavsiye Edin
· Ä°rtibat / EleÅŸtirileriniz
· Ziyaretçi Defteri

RADYO GIMDES

Dergi Abonelik

Son Çıkan Kitaplarımız
Helal Lokma kitabı

EDITOR'DEN
  • Bu Site Niçin kuruldu?
  • G?da Raporu Kitab? Hakk?nda
  • Muhterem Ziyaretçilerimiz!
  • Ãœretici, ?thalatç?, Sat?c?, Kamu Yöneticisi ve Tüketicilerimize Duyurudur
  • G?da Günlü?ü Hizmetinizde
  • Domuz Tart??mas?
  • Okuyucu Sorular?na Cevab?m?z

  • Site Ä°stastiÄŸi
    ÅŸu ana kadar
    66245546
    sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003

    Reklamlar

    Çocuk Egitimi

    Helâl Erleri

    YASAL UYARI

     

    Margarinler


    Gönderen:administrator Tarih: 24/09/2003 14:27

       Türkiyede üretim yapan Margarin Firmalarının gerçekte uyup uymadıklarını bilmememize rağmen Türk Standartlar Enstitütüsünün resmiyette yürürlüğe soktuğu TSE Standartı nedir? Kısaca görelim:

        Sınıflandırma ve Özellikler başlığında şu bilgiler verilmektedir.
        Margarinler kullanılma yerlerine göre:
    • Kahvaltılık margarinler
    • Mutfak Margarinleri
    • Gıda Sanayi Margarinleri
    olmak üzere 3 sınıfa ayrılır.
    Jelatin'in üretildiği hammaddeler


    Kullanılacak Katkı Maddeleri konusunda ise şu bilgiler verilmektedir.
    • Koruyucu maddeler ve Miktarları: Benzoik asit ve sodyum ve potasyum tuzları (E210*, E211*, E212*, E213*), sorbik asit ve sodyum, kalsiyum tuzları (E200, E201, E202, E203). Herbiri veya karışım halinde toplam olarak 1 kg margarinde en çok 1000mg
    • Antioksidan Maddeler ve Miktarları: Oktil ve dodesil galatlar, butil hidroksianizol (BHA), butil hidroksitoluen (BHT) (E320*, E321*) herbiri veya karışım halinde toplam olarak 1 kg margarinde en çok 100 mg
    • DoÄŸal ve sentetik takoferoller (E306*, E307*, E308*, E309*) sınırsız miktarda
    • AsitleÅŸticiler ve miktarları: Sitrik asit (E330), laktik asit (E270*) ve bunların potasyum ve sodyum tuzları sınırsız miktarda
    • Emülsifiyan maddeler ve miktarları: YaÄŸ asitlerinin mono ve digliseridleri (E471*, E472*), lesitin (E322*) ve lositin bileÅŸikleri sınırsız miktarda.

    Bitkisel Margarinlerle ilgili TSE standardının, konumuzla ilgili kısmını özetledikten sonra, sitemizde yayınladığımız "Katkı Maddeleri Özet Liste" sayfasında ve "Bazı Gıda Maddelerinde Kullanılan Katkı Maddeleri" başlığıyla belirtilen sayfasında katkı maddelerinin sağlık ve dini açıdan durumlarını inceleyebilirsiniz.


        İbret verici iki hatıra:

        1966-1968 yıllarında yedek subaylığımı yaptığım (ARGE) dairesinde bulunduğum bir dönemde Biyoloji laboratuarında yapılan kobaylar üzerinde 6 ay boyunca sıra ile margarinli, tereyağlı, soya yağlı ve zeytinyağlı gıdalar verildi. Daha sonra kobayların karaciğerleri çıkartılarak incelemeye alındır. En çok tahrip olmuş karaciğer margarinle beslenen kobaya ait, bunu soya yağı ile beslenen kobay, bunu da tereyağı ile beslenen kobay takip ediyordu. En az tahrip olmuş karaciğer ise zeytinyağı ile beslenen kobaylara ait idi.

        İkinci hatıram 1975 yıllarında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında Sanayi Dairesi Reisliği yaptığım bir dönemle ilgili. O dönemde sıvı yağ sıkıntısı sebebi ile margarin üretiminde de sıkıntı vardı. Askeriyenin büyük bir yağ ihtiyacı oluştuğundan üreticileri toplantıya çağırmıştım. Toplantıda Fiskobirlik temsilcisi karadenizde 10 seneye yakın bir zamandan beri depolarda bekleyen bozulmuş ve acılaşmış fındık yağından söz etmişti. Margarin üretici temsilcileri, bu yağı derhal margarin haline  getirebileceklerini ifade ettiler. Bu acılaşmış ve bozulmuş yağ nasıl margarin olur? Sorumuza karşılık bir margarinci gülerek "Beyefendi bize adamı verin, kazana atalım öbür taraftan margarin çıkaralım" şeklinde tuhaf ve tiksinti verici bir cevap vermişti.

        Şimdi de yağlarla ilgili "Bilim ve Teknik" mecmuasında yayınlanan yazıdan bazı alıntıları birlikte okuyalım.

        "Yağlar, yağ asidi ve gliserol (gliserin) den oluşur. Yağ molekülleri ve karbon ve hidrojen atomlarından meydana gelir. Karbon ve hidrojen düz zincirler şeklinde bağlanırken birbirleri ile yaptıkları bağlar yağın cinsini ve tadını tayin eder.

        Karbon atomları, kendi aralarında bir bağla bağlandıkları taktirde, diğer üç bağla Hidrojen atomu ile bağ kurar, bu taktirde doymuş (sature) yağlar meydana gelir. Domuz donyağı, sığır don yağı, balina don yağı gibi hayvani yağlar, Koko yağı, palm yağı gibi bitkisel yağlar ve suni olarak hidrojen ilave edilen Margarinler bu yağ grubuna girer.

        Şayet zincirdeki iki karbon atomu çift bağla bağlanmışsa, karbon atomları bu durumda iki hidrojen atomu ile bağ kurabilir. Bu taktirde Hidrojenle doymamış bir yağı oluşur ki, bu yağlar doymamış (non sature) yağlar grubunu meydana getirir. Doymamış yağ olabilmesi için zincirde karbon atomları en az bir çift bağ oluşturmuş olmalıdır. Daha fazla çift bağlar oluştuğunda doymamışlık artmış olacaktır. Zeytinyağı hem doymuş ve hem doymamış yağ moleküllerinden oluşmuştur. Çiçek yağları ise doymamış yağlar grubundadır.

        Doymuş veya doymamış yağlar, beklerken kimyasal bir reaksiyona tabi tutulduğunda yada belli sıcaklıkların üzerine çıkarıldıkları zaman Hidrojen atomları yerine, yada karbonların çift bağları yerine Oksijen atomları yerleşir ve yağlar oksitlenmiş duruma gelir. Oksijen atomları ile doymuş duruma gelen yağlar kanser yapıcı bileşiklere dönüşür. Bu sebepledir ki kızartmalarda kullanılan yağların tekrar kullanımı yada belli sıcaklıkların üzerine çıkarılmaları halinde kanser riskinin oluşacağı belirtilmektedir.

        Biraz da kolesterol üzerinde duralım.

        Kolesterol yağlar ve diğer besinlerin karbon ve hidrojen atomlarından yapılan bir moleküldür. Kolesterol insan vücudunda yağların emilmesine yardım eder. Cinsel hormonları, böbrek üstü bezi hormonları yapımında, sinir dokusu ve hücre zarlarında önemli bir rolü vardır. Kolesterol birçok kimyasal faktörün etkisi etkisi ile karaciğer hücreleri içerisinde yapılır. Paketçikler halinde kan akımına karışarak, yüklendiği fonksiyonları yerine getirmeye başlar. Bu dolaşımda kullanılmayan bölümü tekrar karaciğere getirir. Bir kısmı tekrar paketlenerek devri daime verilir. Bir kısmı enzimlerin etkisi ile safra asitlerine dönüştürülür ve safra kanallarına ve buradan bağırsağa geçen kolesterol'ün 1/3'ü barsak duvarından geri emilir. 2/3 ü ise dışkı ile atılır.

        Margarin gibi doymuş yağlarla yapılan beslenmede kanda kolesterol imali artar, vücuttan atılması ise engellenir. Kanda ihtiyaçtan fazla kolesterol paketleri zamanla damar tıkanıklıkları oluşturur. Kullanılmadan karaciğere dönen paketlerin bir kısmı safra asitlerine dönüşerek ihtiyaçtan fazla safra oluşturur. Bu oluşan aşırı safra asidi, kolonda kanser oluşmasını hızlandırır.

        Doymuş yağ sisteminden, doymamış yağ sistemine geçildiği zaman kandaki fazla kolesterol süratle vücuttan atılmaya başlar. Ancak sadece ayçiçek yağı gibi doymamış yağlarla beslenmede, kolesterol dengesi bu sefer eksi istikametinde bir gelişme gösterebilir. Zeytinyağlı bir beslenmede ise zararlı kolesterol atıldıktan sonra, faydalı kolesterolü regüle edilir.

        Margarin konusunda bu anlatılanlar ışığında sağlık bakımından riskleri ve imalat safhasında kullanılan maddeler bazındaki, dini ölçülerimize uygunluktaki endişe ve güvensizlikler dikkate alınarak hareket etmek bizi önemli kararlar almaya götürmelidir. Alternatifimiz zeytin yağ, çiçek yağ, tereyağı üçlüsünün dengeli bir şekilde kullanılmasıdır.

    Hüseyin Kami Büyüközer
    Yard.Doc.Dr.


     
    Haber Puanlama
    Ortalama Puan: 4
    Toplam Oy: 78


    Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

    Kötü
    Ä°dare Eder
    Ä°yi
    Çok İyi
    Mükemmel



    Seçenekler
    Bu Haberi Arkadaşına Gönder  Bu Haberi Arkadaşına Gönder

    

    Gıda Raporu 2003-2017
    1024x768 Ekran Çözünürlüğünde Tasarlanmıştır
    RSS
    Her Hakkı Saklıdır İzinsiz Alıntı Yapılamaz.