BUGÜN 1 MUHARREM.HİCRİ YENİ YILIN İLK GÜNÜ. HİCRİ YILBAŞIMIZ, ÜMMETE MÜBAREK OLSUN
Hoşgeldiniz: Gıda Raporu - Yediklerimiz İçtiklerimiz Helal mi?
ANA SAYFAHELAL-HARAME KATKI MADDELERIZIYARETCI DEFTERI
URUNLERDE KATKI MADDELERIYENIDEN GIDA RAPORUSIK SORULAN SORULARNEDEN UYE OLMALIYIZ?


· Ana Sayfa
· En çok okunanlar
· Konular
· Makale Arşivi
· Site İçi Arama
· Sitemizi Tavsiye Edin
· İrtibat / Eleştirileriniz
· Ziyaretçi Defteri

RADYO GIMDES

Dergi Abonelik

Son Çıkan Kitaplarımız
Helal Lokma kitabı

EDITOR'DEN
  • Bu Site Niçin kuruldu?
  • G?da Raporu Kitab? Hakk?nda
  • Muhterem Ziyaretçilerimiz!
  • Üretici, ?thalatç?, Sat?c?, Kamu Yöneticisi ve Tüketicilerimize Duyurudur
  • G?da Günlü?ü Hizmetinizde
  • Domuz Tart??mas?
  • Okuyucu Sorular?na Cevab?m?z

  • Site İstastiği
    şu ana kadar
    66097941
    sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003

    Reklamlar

    Çocuk Egitimi

    Helâl Erleri

    YASAL UYARI

     

    BUGÜN 1 MUHARREM.HİCRİ YENİ YILIN İLK GÜNÜ. HİCRİ YILBAŞIMIZ, ÜMMETE MÜBAREK OLSUN


    Gönderen:huseyin Tarih: 02/10/2016 00:58
    kadir BUGÜN 1 MUHARREM.HİCRİ YENİ YILIN İLK GÜNÜ. HİCRİ YILBAŞIMIZ, ÜMMETE MÜBAREK OLSUN

    Muharrem, hicri yılın ilk ayıdır. Savaşmanın yasak olduğu haram aylardan biridir. Allah Teala haram aylara saygı gösterilmesini istemiş ve bu aylarda savaşmanın büyük günah olduğunu bildirmiştir.

    “Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. (…)” (Bakara, 217.)

    “Ey iman edenler! Allah’ın (koyduğu din) nişanelerine, haram aya, hac kurbanına, (bu kurbanlıklara takılı) gerdanlıklara ve de Rab’lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâbe’ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. (…)” (Maide, 2.)

    “Allah, Kâ'be’yi, o Beyt-i Harâm’ı, (kendisinde hac edilen) haram ayı (Zilhıcce ayını), kurbanı ve (ona takılan) gerdanlıkları, insanlar için (maddî ma'nevî) bir kalkınma(vesîlesi) kıldı. Bu, muhakkak ki Allah’ın, göklerde ne var, yerde ne varsa bildiğini ve şübhesiz Allah’ın, herşeyi hakkıyla bilici olduğunu (sizin de) bilmeniz içindir.” (Maide, 97.)

    Peygamber Efendimiz, muharrem ayını “Allah’ın ayı” olarak nitelendirmiş ve ramazan orucundan sonra en faziletli orucun muharrem ayında tutulan oruç olduğunu bildirmiştir. (Müslim, “Sıyam”, 202-203.)


    Rivayetlerden anlaşıldığına göre, haram aylarla ilgili hükümler Hz. İbrahim zamanında konulmuş olup hac ibadetiyle ilişkilidir. Haram aylar zilkade, zilhicce, muharrem ve recep aylarıdır. Recep ayı dışındakiler birbiri ardınca gelir. Hac günlerini de içeren bu üç ay geçmişte hac mevsimi olarak değerlendirilmiştir. Bu açıdan bakıldığında, muharrem ayı -bir bakıma- hac mevsiminin son ayıdır. Bu aylarda savaşmanın yasak oluşu da büyük ölçüde hac ibadetinin huzur ve güven içinde eda edilmesini sağlamak içindir. Haram aylarla ilgili ayetlerde hac ibadetine de değinilmiş, konuyla ilgili hükümlerin insanların iyiliği için konulduğu vurgulanmıştır.

    Muharrem ayı, içerisinde müstesna günlerden biri olan aşure gününü de barındırır. Aşure, muharrem ayının onuncu günüdür. İsmini Arapça on manasına gelen “aşera” kelimesinden almıştır. Dilimizde, bugün pişirilip dağıtılan tatlıya ad olarak “aşure” şeklinde telaffuzu yaygındır. Tarihte bugün, insanlık ve İslam tarihi açısından önem taşıyan bazı olaylar meydana gelmiştir. Rivayetlere göre Hz. İbrahim aşure günü dünyaya gelmiş, Hz. Musa ve kavmi Firavun’un zulmünden bugünde kurtulmuş, Hz. Nuh’un gemisi Cûdi dağına aşure günü oturmuştur… Bu özellikleri bakımından aşure bir sevinç, mutluluk ve kutlama günüdür. Nitekim Hz. Aişe’den nakledilen bir rivayette, cahiliye döneminde Kureyşlilerin aşure gününü kutladıklarından; Kâbe’nin örtüsünü değiştirip oruç tuttuklarından bahsedilmektedir. (Müsned, VI, 244.)

    Muharrem ayı ve aşure günü, ehlikitap olan Hristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılmıştır. Nitekim Peygamberimiz Medine’ye geldiği zaman Yahudilerin aşure orucu tuttuklarını görmüş, kendilerine bu orucu niçin tuttuklarını sormuş. Onlar, “bugün hayırlı bir gündür, bugünde Allah İsrail oğullarını düşmanlarından kurtardı. Musa (a.s.) bugünde oruç tuttu” cevabını vermişlerdir. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, “biz Musa’ya sizden daha evla ve layığız” demiş, aşure orucunu tutmuş ve ashabına da tutmalarını emretmiştir. (İbn Mace, “Sıyam”, 41.)

    Bi’setten önce birkaç kere aşure orucu tutan Hz. Peygamber, hicretten sonra da birkaç kere aşure orucu tutmuş, diğer Müslümanların da tutmasını istemiştir. (Buhari, “Savm”, 69.) Ramazan orucu farz kılınınca aşure orucu bir yükümlülük olmaktan çıkarılmakla birlikte tutulması tavsiye edilmiş ve sünnet kabul edilerek tutula gelmiştir.

    Hz. Peygamber sadece aşure gününde değil bir önceki ve bir sonraki günlerde de oruç tutulmasını öğütlemiştir. (Buhari, “Savm”, 69.) İslam âlimleri de, bugünü oruçlu geçiren Yahudilere benzememek için, aşure orucunun önceki veya sonraki günle birlikte tutulmasının uygun olacağını bildirmiştir.

    Bu mübarek ay vesilesiyle kutsal zaman ve mekânlara saygımızı tazelemeliyiz. Muharrem ayı ve aşure gününde meydana gelen hayırlı hadiseler hatırına Yüce Rabbimize kulluk ve şükrümüzü arttırmalıyız. Kerbela’da meydana gelen zulmü de hatırdan çıkarmamalıyız ki bir daha hiç kimse böyle bir zulüm yapmaya cesaret edemesin.

    Özellikle dünya Müslümanlarının semasında kara kara bulutların yığıldığı, zalimlerin mazlum toplumlarımızın üzerine acımasızca çullandığı, çocuk demeden, kadın demeden, yaşlı demeden tonlarca bombayı üzerlerine boşalttığı, bu karanlık günlerin ufkumuzdan biran evvel uzaklaştırılması için Rabbimize dualar edelim. Gücümüz yettiğince maddî ve manevî yardım elimizi uzatalım. Nice güzelliklerin ve kurtuluşların, tatlı ve mutlu günlerin başlangıcı olan Aşure gününü aslına ve ruhuna uygun olarak değerlendirmeyi, ahlakımızı güzelleştirmeyi, sevgi ve dostluk bağlarımızı geliştirmeyi, ömrümüz boyunca Yüce Rabbımız'ın emirlerine ve Peygamber Efendimiz'in sünnetine sıkı sıkıya bağlanmayı birbirimize hatırlatalım, temenni ve tavsiye edelim.

    Herşeyden önemlisi, Hicri Yılbaşına medar olan KUTSAL HİCRET HAREKET’nin şuuruna varmayı hedefliyelim. İç ve dış emperyal güçlerin kültür bombardımanı ile dayatılan sağlıksız ve maneviyatsız yaşam tarzının oluşturduğu kirlerden temizlenmek için ne pahasına olursa olsun helal ve tayyib yaşam tarzına doğru HİCRET ETMEYİ göze alalım.

    Zalimlerin ve zulmün içimizi kin ve nefretle doldurmasına ve kirletmesine de izin vermeyelim. Zalimin zulmü varsa mazlumun da “Âh”ı var. İçimizdeki Allah (c.c.), Peygamber (s.a.s.) ve ehlibeyt sevgisi, nefret, kin ve zulmü yok etmeye kadirdir.

    Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun ...

    Hak gelince batıl yok olmaya mahkûmdur.

    kadir


     
    Haber Puanlama
    Ortalama Puan: 5
    Toplam Oy: 6


    Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

    Kötü
    İdare Eder
    İyi
    Çok İyi
    Mükemmel



    Seçenekler
    Bu Haberi Arkadaşına Gönder  Bu Haberi Arkadaşına Gönder

    

    Gıda Raporu 2003-2017
    1024x768 Ekran Çözünürlüğünde Tasarlanmıştır
    RSS
    Her Hakkı Saklıdır İzinsiz Alıntı Yapılamaz.