HELAL VE TAYYİB BİR LOKMA İÇİN - HELAL VE TAYYİB BİR SERTİFİKALAMAYA İHTİYACIMIZ VAR!..
Hoşgeldiniz: Gıda Raporu - Yediklerimiz İçtiklerimiz Helal mi?
ANA SAYFAHELAL-HARAME KATKI MADDELERIZIYARETCI DEFTERI
URUNLERDE KATKI MADDELERIYENIDEN GIDA RAPORUSIK SORULAN SORULARNEDEN UYE OLMALIYIZ?


· Ana Sayfa
· En çok okunanlar
· Konular
· Makale Arşivi
· Site İçi Arama
· Sitemizi Tavsiye Edin
· İrtibat / Eleştirileriniz
· Ziyaretçi Defteri

RADYO GIMDES

Dergi Abonelik

Son Çıkan Kitaplarımız
Helal Lokma kitabı

EDITOR'DEN
  • Bu Site Niçin kuruldu?
  • G?da Raporu Kitab? Hakk?nda
  • Muhterem Ziyaretçilerimiz!
  • Üretici, ?thalatç?, Sat?c?, Kamu Yöneticisi ve Tüketicilerimize Duyurudur
  • G?da Günlü?ü Hizmetinizde
  • Domuz Tart??mas?
  • Okuyucu Sorular?na Cevab?m?z

  • Site İstastiği
    şu ana kadar
    65399300
    sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003

    Reklamlar

    Çocuk Egitimi

    Helâl Erleri

    YASAL UYARI

     

    HELAL VE TAYYİB BİR LOKMA İÇİN - HELAL VE TAYYİB BİR SERTİFİKALAMAYA İHTİYACIMIZ VAR!..


    Gönderen:huseyin Tarih: 24/03/2016 03:50
    kadir HELAL VE TAYYİB BİR LOKMA İÇİN - HELAL VE TAYYİB BİR SERTİFİKALAMAYA İHTİYACIMIZ VAR!..

    Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan şeylerin helal ve tayyib olanlarından yiyin. Şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size apaçık bir düşmandır.(Sure2,Ayet168)
    Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz tayyib olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin, eğer yalnız O'na kulluk ediyorsanız.” (Sure2,Ayet172)
    Ey Peygamberler, tayyib olan taamlardan yiyiniz. İyi ve hayırlı işler yapınız. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı bilirim.” (Sure23,Ayet51)


    Müslüman toplum uzun asırlar boyunca böyle bir gereksinme duymamış. Çünkü o dönemlerde bulundukları coğrafyalarda azınlık duruma düşmemişler. Kendilerine ait inançlarına doğrudan bağlı bir düzen iiçerisinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Fakat bugün bulundukları coğrafyalarda ister çoğunlukta bulunsunlar ister azınlıkta bulunsunlar kendilerine ait, kendi inanç sistemlerine bağlı bir devlet yapısından ve dünya hayatından yoksun oldukları gibi bulundukları toplumlarda da 3.sınıf muamelesi görmektedir.

    Üstelik bütün dünyada kültürel, ekonomik ve siyasi bir güçle globalizim silahını yaygın hale getirmiş ve her tarafta egemen olmuş emperyalist bir güce rağmen, yüzıldır süren bu uygulamalarda müslüman toplumlar bütün engelemelere ve soy kırımlara karşı inanç sisteminden vazgeçmemişse, o halde inanç sisteminin devamında sigortaları durumunda olan helal ve tayyib yiyip içme, helal ve tayyib yaşamlarını sürdürmeleri imani bir sorumluluğu gerektirmektedir

    Ülkemizde modernite adına bize dayatılan bu yaşam tarzının meydana getirdiği ve son yıllarda büyük artış gösteren kalp-koroner, kanser, yüksek tansiyon, astım, obezite, allerji, Alzheimer gibi hastalıklar da önem arz etmektedir.

    Şu tespiti kesin çerçeve içerisinde ve açık kalplilikle yapmak zorundayız ki, İslam ümmetine musallat olmuş iki çeşit düşman bulunmaktadır. Bunlardan biri Kapitalisti ile, sosyalisti ile, hıristiyanı ile, yahudisi ile, budisti ile, putperesti ile dünyaya egemen olmaya çalışan şer güçler; diğer düşman ise, maalesef tohumları asırlar önce atılmış, ‘dinde ıslahat’ ‘dinde reform’ yaygarası peşinde bilerek veya bilmeyerek koşuşturan içimizdeki gafillerden oluşmaktadır. Bu düşman ne yazıktır ki dışımızdaki şer güçlerin işlerini kolaylaştırmaktadır.

    Global dünyada yükselen değer olan İslam gücünü kırabilmek için düşman, askeri ve siyasi gücünü en acımasız, en zalimane şekilde uygularken; diğer yandan da İslam itikadını ve kendine dönme azmini zaafa uğratabilmek için içimizdeki gafilleri kullanarak ‘paralel müslümanlık’, ‘light İslam’, ‘ılımlı müslümanlık’ safsataları ile kendi inanç ve kültürlerinden oluşan ‘modernitelerinden’ kopmaları önlemeye ve dayattıkları yaşam tarzına devam ettirmeye çalışmaktadırlar.

    Batı modernitesinin ortaya koyduğu sayısız planlarından biri de insanların boğazına hükmetmektir. Batı bu hususta muvaffak olmak için çok emek sarf etmiş, çok çalışmış ve neticede de hakikaten başarmış, insanların ve hatta hayvanların gıda üretimini adeta kontrolü ve tekeline almıştır.

    Hayatın her safhasında tahrifat ve ifsat hareketinin bedbaht figüranlarını tv ekranlarında ve basılı medyada seyretmekteyiz. Evlilikte nikahı dini bağlardan kopartmaya çalışanlar, tesettürün önemini yok etmek için dini kullananlar, hadis ve sünnetten uzaklaştırmak için kitaptan ahkam uyduranlar, faizli alış verişlere izin verenler ve yediğimiz içtiğimiz gıdalarda, dayatılan moderniteye uymaya yönelik fetvalar verenler vazife başındadırlar. Peki biz Müslümanlar, bizler vazife başında mıyız?

    kadir


     
    Haber Puanlama
    Ortalama Puan: 5
    Toplam Oy: 8


    Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

    Kötü
    İdare Eder
    İyi
    Çok İyi
    Mükemmel



    Seçenekler
    Bu Haberi Arkadaşına Gönder  Bu Haberi Arkadaşına Gönder

    

    Gıda Raporu 2003-2017
    1024x768 Ekran Çözünürlüğünde Tasarlanmıştır
    RSS
    Her Hakkı Saklıdır İzinsiz Alıntı Yapılamaz.