HELAL GIDA ULEMA TOPLANTISI
Hoşgeldiniz: Gıda Raporu - Yediklerimiz İçtiklerimiz Helal mi?
ANA SAYFAHELAL-HARAME KATKI MADDELERIZIYARETCI DEFTERI
URUNLERDE KATKI MADDELERIYENIDEN GIDA RAPORUSIK SORULAN SORULARNEDEN UYE OLMALIYIZ?


· Ana Sayfa
· En çok okunanlar
· Konular
· Makale Arşivi
· Site İçi Arama
· Sitemizi Tavsiye Edin
· İrtibat / Eleştirileriniz
· Ziyaretçi Defteri

RADYO GIMDES

Dergi Abonelik

Son Çıkan Kitaplarımız
Helal Lokma kitabı

EDITOR'DEN
  • Bu Site Niçin kuruldu?
  • G?da Raporu Kitab? Hakk?nda
  • Muhterem Ziyaretçilerimiz!
  • Üretici, ?thalatç?, Sat?c?, Kamu Yöneticisi ve Tüketicilerimize Duyurudur
  • G?da Günlü?ü Hizmetinizde
  • Domuz Tart??mas?
  • Okuyucu Sorular?na Cevab?m?z

  • Site İstastiği
    şu ana kadar
    65402371
    sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003

    Reklamlar

    Çocuk Egitimi

    Helâl Erleri

    YASAL UYARI

     

    HELAL GIDA ULEMA TOPLANTISI


    Gönderen:huseyin Tarih: 09/11/2006 08:14
    Helal Gıda Ulema Toplantısı ASKON 13.08.2006

    GIDA RAPORU sitemizin Editörü Dr.Müh. Hüseyin Kami Büyüközerin daveti üzerine Ağustos ayında ASKON Genel Merkez Toplantı Salonunda bir araya gelen İslam Ulema Heyeti ülkemiz için, İslam ümmeti için çok yararlı bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda yapılan çok önemli ve çok yararlı olduğuna inandığımız konuşmaları özetleyerek ziyaretçilerimizin de bilgisine sunmayı uygun gördük.İlk yazımız, Prof. Dr. Celal Yeniçeri*Hocamıza ait konuşmanın özetidir. Bu yazı dikkatle okunduğu zaman, son günlerde güncel bir konu olan gazozlarda alkol olayının fıkhi boyutunda da şu ifade önem kazanmaktadır:



    “Yani bir haramdan üretim yapabilir miyim veya haram bir şey benim ürettiğimin ana maddesi olmasa bile katkı maddesi olabilir mi? Bu mümkün değil. Dolayısıyla ben bunun üretimini yapamam, bunun üzerinde bir mülkiyet tesis edemem. bir de bizzat ayn olarak haram olanların ne türlü olurlarsa olsunlar onlardan elde edilecek bir takım ürünlerin, yan ürünlerin de insana pek o kadar helal olmayacağını bilmemiz gerekiyor.”

    Demek ki, şarapta vs.de sarhoşluk verici illetin kaynağı etil alkol ise ve bu madde hem sarhoş edici, hem de bizatihi necis kabul edilmiş ise bu necis olan etil alkolde eritilmiş olarak bulunan aroma ve renk verici katkı maddelerini bir tanker suya ilave ederek bir müslüman, gazoz üretimi yapamaz ve bu yolla elde ettiği bu ürünü müslümana helaldir diye satamaz. Bu sebeple, necaset bulaşmış belli hacımdan yukarıdaki suyun kullanımına izin veren fetvanın gazoz üretimine uygulanamayacağı Hocamızın bu açıklaması ile net bir cevap bulmaktadır.
    Allah(cc) en iyisini bilir.

    Bismillahirrahmanirrahim.

    Helal gıda dediğimiz zaman aklımıza çok çeşitli şeyler gelir. İlla hayvanlar gelmez. Değişik şeyler gelir. Sadece içecekler yiyecekler de gelmez. Hayvanlar, hayvanlardan tabii haram olan hayvanlar var ve burada da bizim karşımıza önemli ölçüde hayvanlardan haram olanlar çıkacaktır. Bir de alkol ve onun karıştığı ürünler ortaya çıkacaktır. Hayvanlardan bizatihi haram olanlar var. İman farkı dolayısıyla kesen kişiye göre haram duruma düşmüş olanlar vardır. Bir de müslüman dahi olsa kesilme tarzına göre haram duruma düşmüş hayvanlar olacaktır. Dolayısıyla bu üç şey herhalde ayrı ayrı ele alınması gerekecektir. Yani kesim tarzı bile tartışılıyor. Bayıltalım deniliyor, kafasına birşey vurup öyle bayıltalım, ilaçla bayıltalım, cereyanla bayıltalım gibi. Bu bayıltma usullerinin daha insancıl olduğu falan da söyleniyor ve bu insancıllıktan yürünerek normal ve hadislerde geçen keskin bıçakla kesme işinin terk edilmesi için insanlar bu yönde iknaya çalışılıyor. Dolayısıyla burada hayvanlar bakımından üç ayrı durum var ve üç ayrı durumun gözden geçirilmesi gerekiyor.

    Bundan 4-5 sene kadar önceydi Tarabya’da Diyanetin güncel meselelerin istişare toplantısı olmuştu. Birkaç gün devam etmişti. Bu hayvanlara ilişkin bayıltma vs gibi farklı kesim usülleri konusu da tartışıldı. Fakat orada alınan karar en sonunda keskin bıçakla kesimin esas olduğu, sadece keserken hayvana sahip olmak mümkün olmadığı durumlarda, diğer yöntemlere başvurulabileceği dile getirilmişti. Bunların da tabi ki tartışılması gerekecektir. Resulullah(s.a.v.) çok keskin bıçak üzerinde özenle durur ve bunu da bir ihsanen davranma çerçevesinde dile getirir. Kanaatimce çok keskin bıçakla bir iki saniye içerisinde hayvanın sinirleri beyninden ayrılır ve hayvan diğer bütün yöntemlerden daha az acı çeker. Ben böyle düşünüyorum, ama veterinerler ne der bilemiyorum. Bir veterinere sormuştum bana pek sağlıklı cevap verememişti. Kendisi olabilir demişti. Şimdi buralarda haramları yani haram mı değil mi derken, sadece acaba bize zararlı mı? yani vücudumuza sıhhatimize zararlı mı noktasından hareket edemeyiz. Yani bir haramın ortaya çıkışında illa zarar temel illet olarak, ana sebep olarak ele alınmamış olabilir. Daha başka türlü onun dışında hikmetler de vardır. Mesela insan mükerrem bir varlıktır. Her türlü hayvanı her, türlü haşeratı yiyemez. Bu onun mükerremliği ile, o üstün değeri ile, o kişiliği ile, o şahsiyeti ile bağdaşmaz. Burada zarardan daha farklı birşey vardır. Bir insan nasıl olacak ta bütün böcekleri haşerelerı yiyecek.Burada insanın mükerremliği yıkılıyor. İlla zarardan yola çıkamayız. Bunları da düşünmemiz lazım. Nitekim fıkıh zaten haşerat türü her şeyi haram hükmü içerisine almıştır ki bunun bir istnisnası vardır. İşte o da çegirgedir. O Arap geleneğinden gelen böyle biraz tatlılık falan içerirmiş, o da belki çekirgenin bir çeşididir o bölgede. Bunun ötesinde tabiî ki haşerat bütünüyle yasak olarak belirtilmiştir.

    Bir diğer husus ta burada tabiî ki yemlerde, hayvanların yemlerinde kendini gösterir. Bu çok önemli bir konudur. Yani efendim “Yediklerimizin yedikleri de helal olmalı.” değil mi?. Bizim yediğimiz hayvanların yedikleri de helal olmalı. Burada da yemler en önemli şeylerdir. Eğer yemlerin katkı maddeleri o bahsedilen haramlardan oluşuyor, domuz kemiği, kılı veyahut da bir takım haşeratlardan, kediden, köpekten yapılıyorsa, onlarla, tavuk çiftliklerinde tavuklar besleniyorsa, balık çiftliklerinde balıklar besleniyorsa sonra biz de onları yiyorsak; biz de dolaylı olarak onları yemiş olmayacak mıyız?. Ben bir zamanlar bir toplantıda Diyanetin bir fetvasından bahsedilmişti yıllar önce, bir faiz meselesi adamın eline bir faiz geçerse bunu ne yapacaktır? diye. Resullulah (S.A.V.) “sen devene yedir demiş.”Diyanetin de buna göre haram yemenin dışında başka şeylerde kullanılabilir gibi bir fetva verdiğinden söz ettiler.Ben de orada kalktım Efendim şimdi ben faizle bir deveyi beslesem büyüse gelişse ve sonra tutup da bu deveyi ben yesem şimdi ben faiz yemiş olur muyum olmaz mıyım? Diye sormuştum. Ve bütün salon birden tabiî ki orada güldü. Herkes gülmeye başladı. Bu bakımdan hayvanlarımızın da yemlerinin tabiî ki helal olması gerekir. Şimdi burada şöyle bir şey vardır, tabi bizim fıkıhçı olarak hadiseyi değerlendirmemiz gerekiyor . Hayvan için haram söz konusu olmaz hayvan her bulduğunu fıtratına göre, tabiatına göre olanı yer değil mi? Domuz düşse denize veya parçalanmış olsa tavuk onu yemeyecek mi veya orada parçalansa balıklar onu yemeyecek mi? Yani yer, onun için böyle bir şey söz konusu değildir. Fakat bizim bunlardan yem yaptığımız zaman sonuç itibari ile biz onu bu yemle sürekli besliyoruz demektir. Hayvan işte buldu yedi geçip gitti.Fakat burada sürekli beslenmek var. İkinci olarak ben bunu yem yapabilir miyim? Yani bir haramdan üretim yapabilir miyim veya haram bir şey benim ürettiğimin ana maddesi olmasa bile katkı maddesi olabilir mi? Bu mümkün değil. Dolayısıyla ben bunun üretimini yapamam, bunun üzerinde bir mülkiyet tesis edemem. Ve o benim malım olamaz olamayınca o zaman o benim yemim de olamaz. Şimdi burada hayvana göre haramlığı düşünemeyiz. Efendim! “ya bu zaten hayvan onun için haram değil niye yedirmeyelim” diyebilirler. Ama sen hayvan değilsin. Sen burada üretim yapıyorsun ve onu üretiyorsun, o harama sahip oluyorsun. Onu mal ediniyorsun şimdi burada haramlık başlar. Yani biz onu yapamayacağımıza göre hayvana o türlü etleri yediremeyiz. Diğer taraftan bu sadece etleri yenilen hayvanlara yedirilemez ama etleri yenilmeyen bizim kedimiz vardır köpeğimiz vardır onlara yedirebiliriz diyebilecek miyiz? Eğer bizatihi benim onu üretmem yasaksa, benim onu mal edinmem yasaksa temelde buraya bakarsak o zaman onu köpeğime de yediremem, kedime de yediremem, kedimden köpekten de bir başka hayvana yem üretemem efendim biraz bu yem meselesi önemli bir mesele olarak duruyor.

    İlaçlar konusunda ise;
    Şimdi efendim İlaçlarımız için de ben şöyle düşünüyorum yani ilacın yapılacağı maddelerin de önce helal olan şeyler olması lazımdır. Bitkilerden olması lazım, madenlerden olması lazım, helal olan hayvanlardan olması lazım.Haşerat türüne gelince, belki orada çok ilaç yapılacak şeyler olabilir. Diğerlerinden bir ilaca ulaşmak mümkün olmadığı yerlerde tabiî ki insanın da sağlığını koruma, insanı da yaşatma amacına yönelik olarak zaruret durumunda diğer tabiat varlıklarına diğer bir takım hayvanlardan haşerelerden ilaç yapılabilir. Böyle bir durumda kalmışsak orada buna müracaat edilebilir, ama burada da gene çok açık ve seçik bir şekilde bizim önümüze konulmuş haramlardan, haram hayvanlardan böyle bir ilaç yapmamız söz konusu olamaz. Daha çok deniz hayvanları tercih edilmesi gerekecektir. Deniz balık cinsinin ötesindeki deniz haşeratını ilaç bakımından kullanma, kara hayvanlarının haşeratından daha ehvendir çünkü Malikilerimiz çokça deniz haşeratını da helal saydığına göre böyle bir mezhebimiz de bulunduğuna göre buralara yönelmek tabiî ki daha uygun olacaktır. Haramdan ilaç, bu zaten tartışılmıştır. Ancak zaruret durumunda başka hiçbir imkan kalmadığı bir yerde fıkıh böyle bir zarurete imkan vermiştir. Onun ötesinde bir sürü helaller var ilaç yapacağımız. Burada da tabi ki hassas davranmamız gerekiyor. Haram gıda dediğimiz zaman ben önce genel olarak haramı düşünüyorum. Yani bir mal başkasının malıysa başkasının hakkı ise o benim değilse ve ben onu yiyorsam haramdır. Bu tarzda bir haramlık var. Ama bunun konusu burası değil.Bunu burada devre dışı bırakacağız. Ama hangi haram olursa olsun ne tür haramlar olursa olsun sonuçta bütün bunlar; ister gıda olsun ister ilaç tarzında olursa olsun, sonuçta bizim mayamızı bozar.Yani illa böyle bir maddi sıhhate zarar vermek değil, ruh dünyamıza zarar vermeyecek mi? Mutaffifin suresinde Allah(C.C) “Kelle bel rana ala kulu bihim ma kanu yeksibun” demiyor mu? Eğer biz İslami hükümleri oradaki haram hükümleri ve o değerleri hiçbir şey saymıyor da ve o haramı yiyorsak, ayet “o sizin kalpleriniz üzerinde leke bırakır” diyor. Manevi şahsiyetimizi bozar mayamızı bozar. Şimdi bizde şöyle bir şey vardır. “Helal Lokma” tabiri vardır. Bir de efendim “Helal Süt Emmek” vardır. Şimdi helal süt emmek hem dediğimiz tarzdaki haramları yemek, başka türlü hakları, ötekilerin haklarını yemek gibi algılanır ama haram hayvanları, içkileri şunları bunları yemekle de eşimize yedirmekle de o süt helal hale gelecek mi?Yani orada da haram süt haline dönüşmeyecek mi o bizim çocuğumuz için değilmi? Bizim yemeğimiz mutlaka helal’den pişmelidir.

    Kuran’ı Kerim’deki “habais” ve “tayyibad” kelimeleri yani ben size temiz ve güzel olanları helal kıldım. “Habis” olanları “habais” olanları yasakladım kavramı çerçevesinde tabiî ki bu çalışmalar yürüyecektir. “Habais” nedir? “Tayyibad” nedir? Bunları fıkıh kitaplarında bulmak mümkündür. Dolayısıyla haram olanın üretiminin de haram olduğu, diğer taraftan bizzat ayn olarak maddesi haram olan hayvanlardan da, tabi ki yem olamayacağı ve bir de bizzat ayn olarak haram olanların ne türlü olurlarsa olsunlar onlardan elde edilecek bir takım ürünlerin, yan ürünlerin de insana pek o kadar helal olmayacağını bilmemiz gerekiyor. Mesela domuz kılından, kemiğinden, derisinden bahsedildi ama mezheplerimizin önemli bir kısmı zahiriye haricinde, diğerleri tümüyle bütün eczasıyla külliyen haram olduğunu savunmuşlardır. Çok az bir fakih, Zahiriye gibi düşünmüşlerdir. Bu bakımdan buraya da bence çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü ünsiyet peyda edersiniz.Ünsiyet peydah etmek haramlarda çok kötü bir hadisedir. Öyle domuzun bir şeyini kullanıyorum o zaman domuza yavaş yavaş ünsiyet peydah edersin. Ünsiyet peydah edildiği zaman o haramla mücadele edemezsin. Onun şusunu busunu, içkisini, katkı maddesini yiyorsan v.s o zaman da ünsiyet hassasiyetin kaybolur. Nefretin, tepkin kaybolur.

    Çok teşekkür ederim efendim.

    * 'Uzay Ayetleri Tefsiri' adlı kitabın yazarı. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi


     
    Haber Puanlama
    Ortalama Puan: 4.84
    Toplam Oy: 58


    Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

    Kötü
    İdare Eder
    İyi
    Çok İyi
    Mükemmel



    Seçenekler
    Bu Haberi Arkadaşına Gönder  Bu Haberi Arkadaşına Gönder

    

    Gıda Raporu 2003-2017
    1024x768 Ekran Çözünürlüğünde Tasarlanmıştır
    RSS
    Her Hakkı Saklıdır İzinsiz Alıntı Yapılamaz.