 |
Son Çıkan Kitaplarımız |
 |
|
|
 |
 |
Site İstastiği |
 |
|
şu ana kadar 66877097 sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003
|
|
|
 |
| |
Gönderen:administrator Tarih: 25/10/2005 10:31
Hangi Besinler Hangi Hastalıklara İyi Geliyor?
“Allah’ın gökten indirdiÄŸi suyu görmedin mi? Biz onunla renkleri çeÅŸit çeÅŸit meyveler çıkardık”(35/27)
“Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm baÄŸları yarattık…”(36/34)
“Orada meyveler ve salkımlı hurma aÄŸaçları vardır. Yapraklı taneler ve hoÅŸ kokulu bitkiler vardır. Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?”(55/11-13)
Rabbimizin yeryüzünde istifademiz için yarattığı çeşit çeşit meyve ve sebzeleri sürekli ve düzenli bir şekilde tükettiği -miz zaman, nasıl bir sağlıklı yaşam elde edebileceğimizi gösteren bir çalışmayı alıntılayarak dikkatinize sunuyoruz.
Hacettepe Tıp Fakültesi Beslenme Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sevinç Yücecan, şu açıklamalarda bulundu: Besinlerin içersinde bilinen 8 binden fazla fitokimsayal bulunuyor. Çoğunun mekanizmaları hala yeterince bilinmiyor. Ancak son yapılan çalışmalar bazı besinlerin sağlıklı yaşam için vazgeçilmez olduğunu göste -riyor.
"Ispanak ve yumurta sarısında bulunan madde antioksidan özellik taşıyor. Meme kanseri, akciğer kanseri riskini azaltıcı özelliği var.
Domates ürününde prostat kanserinden koruyucu özellik bulunuyor. Ayrıca domates kolon kanserini de önlüyor, kan şekerini düşürüyor, total kolesterol ve LDL kolesterolü düşürüyor. Bu nedenle haftada 10 porsiyon kadar tüketilmesi öneriliyor.
Zaten biz genel beslenmede sebze ile meyvelerin günde 5-9 porsiyon tüketilmesini, bunun 3 porsiyonu -nun sebze olmasını öneriyoruz. Bunun içinde de turunçgiller ve yeşil yapraklı sebzeler ile domates gibi sebzeye ağırlık verilsin diyoruz.
Tahıl ürünleri de günlük beslenmede yer almalıdır, ama doÄŸal haliyle. Brüksel lahanası’nda ve seb -zelerde meme, prostat, kolon ve akciÄŸer kanserinden koruyucu özellik var. Lahanagillerin hepsi zaten kansere karşı koruyucudur.
Turunçgillerde 2 aktif bileşen var. Bazı kanserlerden özellikle meme, karaciğer ve pankreas kanserinden koruyor. Yapılan son çalışmalara göre turunçgiller, tip 2 diyabet, astım, katarak ve romatoid artrit gibi hasta -lıklara karşı kişiyi koruyor.
Elma, brokoli, marul, nar; HDL yükseltici, LDL düşürücü özelliklere sahipler. Özellikle elmanın kabu -ğunda antioksidan özellik çok daha yüksektir.
Brokoli DNA temininde önemli rol oynuyor. Yeşil ve siyah çay antioksidandır. Ama burada demleme önemli. Kaynak suda 1-2 dakika tutmak yeterlidir. Kakao- çikolata günlük 48 gram tüketilmesi öne -riliyor. Antioksidan özelliği var. Nar; kanser koruyucu ve kuvvetli bir antioksidandır. Soya; koroner kalp hastalıklarından koruyor. Günde 25 gram kadar tüketilirse, diyette doymuş yağ oranını da azaltırsak koroner kalp hastalığı riskini azaltmış oluyoruz.
Keten tohumu ve yonca ; koroner kalp hastalıkları konusunda yapılan bazı çalışmalarda koruyucu özelliği fark edildi. Tabii, tüketilen miktar önemlidir.
Soğan, sarımsak ve pırasa kükürtlü besinlerdir. Tansiyon düşürücü, kolesterol azaltıcı, bazı çalışma -larda ise tümör geliştirici olarak gösteriliyor. Bu nedenle günde sadece 1 diş sarımsak tüketimini öneri -yoruz.
Havuç; beta karoten içerir. Pişirme yöntemleri çok önemlidir. Soslarını ilave edip açık ortamda uzun süre kaldığında yüzde 75 oranında değerinden kayıp oluyor. Salatasına muhakkak biraz yağ konulmalıdır.
Karanfil, zencefil, anason, fesleğen, biberiye, zerdeçal, kırmızıbiber, enginar gibi besinler farklı mekanizmalarla bizi kanserden koruyor. Koruyucu fizyolojik aktif bileşenleri var. Özellikle enginar karaciğer sağlığı için önemlidir.
Su ürünleri de koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu, zihinsel potansiyeli arttırıcı özellik taşır.
Sızma zeytinyağı’nın LDL düşürücü antioksidan özelliÄŸi var.
Ancak anlatılan tüm bu yararların ortaya çıkması için kiÅŸinin ömür boyu bu besinleri sofrasından eksik etmemesi gerekiyor. Yoksa bir kere ya da bir ay yenilip bırakıldığında tabii ki yararını göremez." GIDA RAPORU’NUN NOTU: Rabbimizin bize lütfettiÄŸi bu namütenahi nimetler karşısında, bol bol tüketmek ve şükretmek yerine, halâ endüstride üretilen, pek çok zararlı ve haram olma ihtimali taşıyan katkı maddeleri ihtiva eden ve market raflarında cicili bicili renk ve görüntüleri ile avlarını bekler gibi duran yapay gıda maddelerine bu ilgi nedir? Bu sorumuz, yayınlarımız karşısında “ÅŸimdi biz ne yiyeceÄŸiz” diye feryat eden, paniÄŸe kapılan kardeÅŸlerimizedir. Galiba, üretici ve satıcı firmalar, ürünleri ile, reklamları ile bizim “Hedonizm” zaafımızı istismar ederek, bizi sömürmenin yolunu iyi bulmuÅŸlar ve biz o pazarın adeta esirleri haline getirilmiÅŸiz. Sitemizde yayınlanan yazısında Prof.Dr. Mustafa Nutku hocamız ne kadar doÄŸru söylemiÅŸ; “İnsanların büyük çoÄŸunluÄŸu 'Hedonism'in kölesidir. Kendilerine lezzet veren ÅŸeye yönelirler ama ötesini düşün- mek istemezler. Aksine, lezzet peÅŸindeki bu hallerini savunmaya, kendilerini bu mevzuda haklı görmeye ve gös- termeye çalışırlar.” Bu zaafları yenip, saÄŸlıklı yaÅŸam yolunu seçenlere ne mutlu!
|
|
| |
 |
Haber Puanlama |
 |
|
Ortalama Puan: 4.22 Toplam Oy: 72

|
|
|
 |
|

|