|
Site İstastiği |
|
|
şu ana kadar 65390644 sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003
|
|
|
|
| |
Gönderen:huseyin Tarih: 17/06/2013 07:24
MOSKOVA HALAL EXPO 2013
RUSYA MÜFTİ KONSEYİNE BAĞLI ULUSLARARASI HALAL STANDARTLANDIRMA VE SERTTİFİKALANDIRMA MERKEZİ ETKİNLİKLERİ
MOSKOVA HELAL TİCARET FORMU BÜNYESİNDE 4.İSLAMİ FİNANS VE YATIRIM FORMU VE 4.MOSKOVA HELAL KONGRESİ YAPILDI
Rusya’da bulunan uluslararası Halal Standartlandırma ve Sertifikalandırma Merkezi, Rusya Müfti Konseyinin altında 10 seneden fazla bir süredir Helal Standart hizmetleri ve ürünlerin uygunluğunun denetlenmesini yapmaktadır.
Rusya Helal Sertifikalama Kurumundan yapılan bilgilendirmede;
“Bu yaz Moskova, Helal endüstrisindeki önemli oyuncuları, iş adamlarını, yatırımcıları, akademisyen ve hükümet temsilciliklerini bir araya getirecek önemli etkinliğe ev sahipliği yapacaktır. Tüm katılımcılar, Uluslararası Moskova Helal Expo 2013'un önemli bir parçası olan Moskova Helal Ticaret Formuna katılacaklardır. Bu sene Moskova Helal Ticaret Formu, 4. Islami Finans ve Yatırım formu ve 4. Moskova Helal Kongresini bünyesinde barındıracaktır.
Moskova Helal Kongresinin amacı, Helal Sertifikalama dünyasında edinilen deneyimlerin paylaşılması, RUSYA ve eski Sovyet Ülkeleri arasında Helal lojistik sisteminin kurulmasının yanında, sertifikalama kurumları arasında işbirliğinin gelişmesini sağlamak olarak belirtilmiştir.
Moskova Helal Kongresi, Helal Standartların birleştirilmesi, yerel otoritelerle etkileşim, Helal ürünlerin Rusya ithalat ve ihracat hacminin seviyesi gibi önemli sorulara cevap aranacaktır.” denmişti…
Moskova Helal Ticaret Formu, 13-14 Haziran 2013 tarihlerinde, All-Russia Fuar merkezi, 75. Pavillion'da yapıldı. Bu etkinliklere GİMDES de davet edildi. Heyet Dr.H.K.BÜYÜKÖZER ve Murat SAYIN’dan oluştu.
Helal Expo’ya yüz cıvarında firma katıldı. Konya’dan Mevlana Kalkınma ajansı da katılanlar arasında idi.
Helal Kongrede de konuşma yapanların listesi aşağıdaki gibi oldu
Dr. Asad Sajjad, Pakistan
Dr. Hani Al Mazeedi, Kuwait
Dr.Huseyin Kâmi Buyukozer, GIMDES, Türkiye
Dr. Ahmed Mohildin, ICCI,
Dr. Aydar Gazizov, ICSC Halal
Aida Kader Ghanem, Filstin
Dato Seri Jamil Bidin, Malezya
Arif Köseoğlu, Türkiye
Çağrı Cankurtaran,Türkiye
GİMDES BAŞKANI DR.H.K. BÜYÜKÖZER MOSKOVA SEYAHATİ İLE İLGİLİ DUYGULARINI ŞÖYLE DİLE GETİRDİ:
Kongreye konuşmacı olarak katılan GİMDES Başkanı Dr .H.K.BÜYÜKÖZER Moskova seyahati ile ilgili duygularını şöyle dile getirdi: “ Bu seyahatimiz benim için heyecan verici oldu. Moskova’ya daha once 1975 yılında gitmiştim. O dönemde Sovyet Rusya, yani Kominist devlet rejimi vardı ve devlet başkanı Brenjnev’di. Türkiye ve Sovyet Rusya arasında yıllık Ticaret anlaşmaları yapılıyordu. 1975 yılında bu görüşmeleri yapmak üzere Türkiye heyetinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı temsilcisi olarak ben de bulundum. Görüşmeler Kremlin sarayında yapılmıştı. Şehir gezilerimizde insanların mutsuzluğunu yakından gözlemlemiştim. Bir toplantı bitiminde mihmandarımız Azerbeycanlı Ali’den Moskovadaki camiye götürmesini rica ettim kırmadı.
Diplomatik pasaportla gittiğimiz için yanıma 10 tane Diyanet baskısı orta boy Kur’an-ı Kerim de götürmüştüm. 2 tanesini yanımda götürmeme itiraz etmedi. Üzun bir yolculuktan sonra camiye geldik. Küçük bir cami idi. Akşam namazına yetiştik. Namazdan sonra hocamızla tanıştık. Kur’an-I Kerimi vermek isteyince Ali’ye baktı. O alabilirsin işareti yapınca aldı. Alır almaz sayfalarını açtı ve yüzüne yapıştırarak ağlamaya başladı. Çok duygulandım ve ben de ağlamaya başladım. O dönemlerde Sovyet Rusya’da Kur’an-I Kerim’in orijanali yasaktı. Cami Hocası Alinin izni ile iki Kur’an-I Kerimi de aldı ve ellerini Allah’a açarak benim için yüreğinden öyle bir içten dua etti ki hiç unutmadım. Daha sonra toplantılar bitince turistik gezi program çerçevesinde o zamanki adı Leningrad olan tarihi şehir Saint Petersburg’a gittiğimizde eskiden kalma muhteşem camiiyi ziyaretim esnasında Tatar kökenli hoca ile de benzer duygulu görüşmelerim olmuştu.
Bu gelişimde ise bambaşka bir Moskova görmek beni heyecanlandırdı. Müslümanlar çoğalmış, şuurlanmış, İslama dönüşü hızlandırmak ve yayılmasını artırmak için çok güzel çalışmalar yapmakta olduklarına şahit olduk.Bugün Moskova’da 6 caminin mevcut olduğunu ama Meftülük merkezinin organizasyonu ile çok büyük bir caminin inşaatını başlattığına betonarme kısmının tamamlandığına şahit olduk. Cami bitinceye kadar bitişiğinde yapılmış prefabrik mescidde vakit namazlarını binlerce cemaatle kıldıklarına şahit olduk. Fuar alanında 100 kadar firmanın Helal Expo’da stand açtığını ve ziyaretçi profilinin hem çeşitlilik ve hem kemiyet bakımından yoğun olduğunu gördük. Türkiyen bir kaç firma ve Konyadan Mevlana Kalkınma ajansı da stand açanlardan. İki genç kardeşimizin görevli olduğu ajans standına ilginin yoğun olmasına sevindim.”
FUAR VE KONGRE ETKİNLİKLERİ
Fuar açılışı, Rusya Müftüler konseyi Başkanı Muhterem Müfti Sheikh Ravil Gaynutdin Hocaefendi, Rusya Federasyonu Tarım Bakanı ve misafirlerin katılımı ile yapıldı. Daha sonra Moskova Helal İş Forumu, İslami Finans ve Yatırım Konferansına geçildi. Öğleye kadar protokol konuşmaları yapıldı. Öğleden sonraki oturumda ilk konuşmacı GİMDES Başkanı Dr Hüseyin Kâmi Büyüközer, “Helal Lokmada Bir Kefalet Kurumu” başlıklı Tebliğini sundu. Tebliğinde kısaca şu görüşlere yer veridi:
“Tarih boyunca insanın ancak toplum halinde yaşayageldiği, topluluk halinde yaşarken de insanların zaman zaman birbirlerine karşı yanlış davranışta bulunma, birbirlerinin hakkını ihlal etme ve birbirine zulmetme gibi olumsuzluklara sebebiyet verebildikleri bilimsel bir gerçekliktir. İşte böyle durumlarda haklıyı haksızdan ayırt etmek, haklıya hakkını teslim etmek, gerekirse haksıza verilecek cezayı takdir etmek için toplum içinde hukuki kurumlar oluşturma ihtiyacı doğmuştur. Bu kurumlardan birisi de Kefalet Kurumudur.
İslam hukuku, kaynağı ve temel ilkeleri itibari ile ilahi bir hukuktur. Bu sebeple diğer hukuki düzenler arasında farklı bir yeri ve üstünlüğü vardır. Bunun sonucu olarak İslam hukukunda Kefalet Kurumu her devir ve coğrafyada önemli bir kurum olarak kabul edilmiş ve desteklenmiştir.
Bu kurumun konumuzla ilişkisi ve işleyişine gelince;
Yaşadığımız bu zaman diliminde, dünyanın çeşitli yörelerinde, azınlıkta ya da çoğunlukta yaşayan Müslümana ihtiyaçları için sunulan gıda, kozmetik ve sağlık ürünlerinin üretiminde kullanılan maddelerin ve uygulanan üretim işlemlerinin karmaşık ve islamî isteklere uygunluklarının tartışılır olması gerçeği karşısında, toplumun dinî inanç ve sağlığının güvence altına alınması keyfiyeti ortaya çıkmıştır.
Bugün, Müslümanların ister çoğunlukta, ister azınlıkta olduğu devletlerin çoğunluğunun bu görevi sağlıklı bir şekilde yüklenemediği dikkate alınınca, toplumun adına, bir kişi veya bir kurumun bu görevi yüklenmesi toplumun maslahatı için bir zaruret olarak ortaya çıkmıştır. İslam fıkhında bu kuruma Kefalet Kurumu denir.
Kısaca kefalet, alacaklı (burada tüketici) adına borçlu(burada kefaleti kabul eden üretici)ye kefil olma eylemidir. Kefalet kurumunun gerçekleşebilmesi için kefaletini ilan eden kuruma tüketicilerin güvenmesi ve itibar etmesi, üretici veya satıcının da talep etmesi gerekmektedir. Burada borçlu , belirtilen ürünleri üreten veya topluma sunan kurum olmaktadır. Alacaklı ise bu ürünleri tüketmek isteyen tüketiciler olmaktadır. Kefil ise, tüketiciler adına üreticinin ürettiği ürünlere güvenilir olduğunu taahhüt eden şahıs veya kurum olmaktadır.
Kefalet; Kitap, Sünnet ve İcma delillerine dayanmaktadır:
Kuran-ı Kerim’de;
‘’Rabbi O’na(Meryem’e) Zekeriyya’yı kefil kıldı’’ (Ali İmran.37)
Burada Zekeriyya(a.s)’ın Hz.Meryem’in bakımını üstlendiği bildirilmektedir.
‘’Bunun üzerine Yusufun adamları: Biz hükümdarın su kabını kaybettik. Bulup getirene bir deve yükü mükâfat var dediler. Başkanları da , ben bu mükâfatın verileceğine kefilim,dedi’’(Yusuf,72)
Hz. Peygamberimiz(s.a.v.) şöyle buyurmuştur;
‘’Kefil, üzerine aldığı borcu bizzat yüklenendir. (Ebu Davut,Buyû;Tirmizi,Buyû,Vesâyâ;İbn-Mace,Sadaket; Ahmed bin Hanbel, Müsned)
‘’ Hz.Peygamber(s.a.v.)’e namazı kıldırması için bir cenaze getirilmişti. Miras olarak bir şey bırakıp bırakmadığını sordu. Bir malı olmadığını söylediler. Bir borcu varmıdır? diye sordu. Evet iki dinar borcu vardı, denilince cenaze namazını kıldırmak yerine, ‘arkadaşınızın namazını siz kıldırınız’ buyurdu. Ebu Katâde’nin ’Ey Allah’ın Resulü bu iki dinarı ben üzerime alıyorum’ demesi üzerine Hz. Peygamber(s.a.v.) onun namazını kıldırdı.’’(Buhari, Hav’al’at;Eş- Şevkânî, Neylü’l-Evtâr)
İslam Fıkıh uleması da insanların ihtiyacının gidermesi için kefaletin caiz olduğu konusunda icma etmişlerdir. İyi niyetle yapılan kefalet kefile sevap kazandıran bir amel olarak görülmüştür. Kefil olan kimse, kefil olduğu konuda insanları rahatlattığı için Allah’ın yardımını üzerine çeker. Hz. Peygamber(s.a.v.)’in bir hadisinde ‘’Bir kimse Mü’min kardeşinin yardımında bulunduğu sürece, Allah-u Teâlâ da o kimsenin yardımındadır.’’(Ahmed bin Hanbel, Müsned)
İnsanlar arasında iyilik iyiliği çeker ve karşılıklı yardımlaşmaya sebep olur.
Kur’an’da şöyle buyuruluyor; ‘’İyiliğin karşılığı ancak iyilikten başka bir şey değildir’’(er-Rahm’an,60)
Kefaletin yürürlüğe girmesi, kefilin teklifi, alacaklının(tüketicinin) kabulünden ibarettir. Çoğunluk ulemaya göre ise kefil olacak kişinin veya kurumun ‘’ben kefilim’’ demesi yeterlidir, kabul bir şart değildir. Borçlunun rızasının şart olmadığı hususunda da ulema arasında icmâ vardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında GİMDES ve dünyadaki diğer Helal Sertifika kurumları, Müslüman toplumun menfaat ve maslahatına hizmet maksadı ile tamamen isteğe bağlı olarak, istekli üretici ve satıcı firmaları denetim altında tutarak ürünleri için tüketicilerin lehine bir kefalat kurumu oluşturmaktadırlar.
Ancak GİMDES’in bu kefilliği ifa edebilmesi için ön şart borçlunun, yani üreticinin, GİMDES tarafından bilinebilir olmasıdır.
Kefilin, borçlunun kimliğini bilmesi gerekir. Kefil, “İnsanlardan herhangi birisine kefil oldum” gibi belirsiz tasarrufta bulunsa, kefâlet geçerli olmaz (el-Kâsânî, VI; İbnü’l-Hümâm, V, 419; İbn Âbidîn, IV, 262, 278).
Bu sebeple,GİMDES’in kefilliğini talep eden üretici firma peşinen GİMDES tarafından bilinir olabilmesi için GİMDES’in tanıma prosedürlerine uymayı taahhüt etmek zorundadır .
Kefalet bir bağış akdi ve kefilin bizatihi sevap kazanacağı bir ameldir. Çünkü bu hayırda yardımlaş- madır. Ancak zaruret veya ihtiyaç sebebi ile ücret karşılığı kefalet caiz olmaktadır. Nasıl ki ticarette teminat mektubu uygulamasında olduğu gibi. Önceleri Kur’an-ı Kerim öğretilmesi, imamlık, müezzinlik, müftülük gibi hizmetler gönüllü esasına göre yapılırken, sonraları bu hizmetleri yapacak adam bulamama korkusu ile ücretli, maaşlı istihdama fetva verilmiştir.
Yani kefalet için ücret almak caiz değildir; ancak kefalet için yapılan masraf ve verilen hizmetin ücretini almanın caiz olduğu bilinmektedir.
GİMDES kurumunun yüklendiği kefalet hizmetlerinde, sürekli ve çeşitli meslek ve liyakatta insan istihdamını gerektirmesi, hizmetin zamana yayılması ve sürdürülebilir olmasının önemi sebebi ile maaş ve masrafların karşılanabilmesi için makul ücretler taleb edilmesi caiz görülmüştür.”
|
|
| |
|
Haber Puanlama |
|
|
Ortalama Puan: 5 Toplam Oy: 8
|
|
|
|
|
|