Bir Kutu Kolada Kaç Kesme Şeker Var?
Hoşgeldiniz: Gıda Raporu - Yediklerimiz İçtiklerimiz Helal mi?
ANA SAYFAHELAL-HARAME KATKI MADDELERIZIYARETCI DEFTERI
URUNLERDE KATKI MADDELERIYENIDEN GIDA RAPORUSIK SORULAN SORULARNEDEN UYE OLMALIYIZ?


· Ana Sayfa
· En çok okunanlar
· Konular
· Makale Arşivi
· Site İçi Arama
· Sitemizi Tavsiye Edin
· İrtibat / Eleştirileriniz
· Ziyaretçi Defteri

RADYO GIMDES

Dergi Abonelik

Son Çıkan Kitaplarımız
Helal Lokma kitabı

EDITOR'DEN
  • Bu Site Niçin kuruldu?
  • G?da Raporu Kitab? Hakk?nda
  • Muhterem Ziyaretçilerimiz!
  • Üretici, ?thalatç?, Sat?c?, Kamu Yöneticisi ve Tüketicilerimize Duyurudur
  • G?da Günlü?ü Hizmetinizde
  • Domuz Tart??mas?
  • Okuyucu Sorular?na Cevab?m?z

  • Site İstastiği
    şu ana kadar
    66239456
    sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003

    Reklamlar

    Çocuk Egitimi

    Helâl Erleri

    YASAL UYARI

     

    Bir Kutu Kolada Kaç Kesme Şeker Var?


    Gönderen:huseyin Tarih: 20/05/2007 13:44
    Bir Kutu Kolada Kaç Kesme Şeker Var?
    Evet bu ilginç soruyu cevaplamadan önce, bilhassa gençlerimize üç beş kelam etmek istiyoruz. Öncelikle, Kolanın, bize dayatılmış bir yaşam tarzının en önemli simgelerinden biri olduğunu söylemeliyiz. Batıda başlatılan bu yaşam tarzı, batının emperyalist güçleri vasıtası ile de adeta bütün dünyaya bulaştırıldı. Kola, fast food, sıgara, alkol ve nihayetinde uyuşturucu bir moda gibi bütün dünya gençliğini alıp götürdü. Yaklaşık elli yıldır dünya gençliği bu ahtapotun kolları arasında kıvranıyor. Üreticiler, pazarlamacılar ve çeşit çeşit reklamlar adeta bir şeytan üçgeni gibi ölüm ve felaket saçıyor.

    Bu sağlıksız yaşam tarzının oluşturduğu yanlış beslenmenin sonucu yağlanan vücutta oluşabilen tansiyon, kan şekeri, obezite, zararlı kolestrol ve kalp koroner bozuklukları gibi hastalıkların görülme sıklığı 20-30 yaş arasındaki insanlarımızda %10 iken, 60-70 yaş arasındaki insanlarımızda %60-75 ‘e dayanmış durumdadır. Bu istatistik rakkamları çoğaltabilir, çeşitlendirebiliriz. Ancak bu rakamlar dahi birşeylerin iyi ve düzgün gitmediğini göstermeye yetmektedir.

    Fast-food, cola, sıgara, alkol ve birçok zararlı kimyasal katkıların kullanıldığı gıdaların oluşturduğu yanlış beslenme ve insanlarımızın hareket etme azlığı sağlıksız yaşam tarzımızı tehlikeli boyutlara çıkarmış ve kalp hastalıkları, kalp krizleri, felç, kanser, tansiyon, kan şekeri, obezite ve bağışıklık sistem bozuklukları gibi hastalıkların hızla artmasına yol açmıştır. Felaket tellallığı yapmıyorum. Çeşitli kurumların rakkamlarla ortaya koyduğu bir tablodan söz ediyorum.

    İşin garip tarafı ise, hergeçen gün daha da belirgin hale gelen bu sağlıksız yaşam tarzını sürdürebilmek için ülkemiz yılda milyarlarca dolar ödemektedir. Ülkemiz, gelişmiş Ülkelerin gıda, ilaç ve kozmetik ürünlerinin ve bunların teknolojilerinin pazarı haline gelmektedir. Böyle devam ederse, güçlükle kazandığımız dövizleri, başkalarının ürettiği ve yüksek fiyatlarla sattığı, pahallı teknoloji ürünlerine, gıda, ilaç, kozmetik ve teknoloji transferlerine ödemek zorunda kalacağız.

    Emperyalist güçlerin desteğinde, alabildiğine kışkırtıcı kampanyalar, renkli reklamlar ile gençliği bu sağlıksız yaşam tarzına çekebilmek, çektiklerini de bu hayat tarzı içinde tutabilmek için büyük gayretler sarfediliyor. Gençler! sizin sağlığınız ve sizin geleceğiniz için bu oyuna gelmemelisiniz. Önemine binaen yayına aldığımız sayın Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun köşe yazısı ile sitemizde daha önce bu konuda yayınlanmış yazılarımızı da mutlaka yeniden okumanızı ve bu konuda önce nefsinizden başlamak üzere çevrenizde bir seferberlik başlatmanızı diliyoruz. Aynen bize mesaj gönderen bu genç kardeşimiz gibi:

    “sevgili hocam;

    Yıllardır yemekten uzak kaldığımız bir çok gıda maddesini sizin ve ekibinizin gösterdiği çaba ve gayretler sonucunda oluşan gıda raporunu takip ederek bazı gıda maddelerini hem neden ve niçin terk ettiğimizi öğrendik hem de terklerimize yenilerini ekledik.Ancak terk ettiğim hiçbir gıda maddesi için üzgün veya pişman değilim.Bilakis uzun yıllar bilmeden veya bilerek tükettiğim gıdalardan oluşan et parçalarım için ise pişmanım,ancak bu zamanın dehşetinden nefsimden ve Müslümanları kullanarak onlara bu dayatmaları yapanlardan Cenabı Hakka sığınarak tövbe ediyorum.Yanlız buna vesile elbetteki sizlerin sırf Allah rızası için yaptığınız çalışmalardır.Bendeki tesiriniz ise ; çalışmalarınızın tavizsiz ve takvaya uygun olmasından ve bizlere bilgisizliğimize rağmen haram lokma konusundaki aşırı hassasiyetimizden dolayı sorduğumuz sorulara muhatap olup mütevazi davranışınızdandır.Eğer gerek yayınlarınızda tavizli davranışınızı veya takvaya uygun davranmayışınızı veya muhatap kabul etmemiş gibi mağrurane bir davranışınızı veya bazı firmalar ve güçlere karşı dirayetsizliğinizi hissetse idim inanın sizi hiç mi hiç takip etmezdim.İşte Allah rızası ile yapılan her şey azda olsa çok kıymetinde olduğu gibi tesirlidir de. Ben de vesilenizle kaçındığım birçok katkı maddesinden dolayı sizin hizmetinize katkıda bulunmak ve bir nebze ise teşekkür etmek ve üzerimde ki hakkınız için birçok yazınızı tanıdıklarıma sözlü veya yazılı iletmeye anlatmaya çalıştığım gibi sitenizi ,sizleri ve yazılarınızı da gerek başka sitelerde gerekse emaillerle birçok insanlara iletmeye çalıştım ve çalışıyorum da .Bazı sitelerde ise dipnotlarla kaynak Gıda raporudur diyerek yazılarınızın teşhir edilmesini Allah ın izni ile sağladım. selam ve dua ile….”

    1 kutu kolada kaç küp şeker var?

    Günün on puanlık uzman sorusu Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'ndan. Bir kutu kolada kaç küp şeker vardır? Siz tahmininizi söyleyin daha sonra gerçek cevap için bu haberi tıklayın... 15 Mayıs 2007

    Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun köşe yazısı

    1 kutu kolada 15 küp şeker var

    Çocuk ve gençlerin fazla kilo problemi büyümeye devam ediyor. Çocuklar, eskisine göre daha fazla şeker, yağ ve tuz tüketiyor.

    Tükettikleri besinler tıka basa (yağların en zararlıları) doymuş ve trans-yağlarla dolu. Elli yıl öncesinin çocuklarına oranla çok daha fazla şeker tüketiyorlar. Bir şişe meşrubatta, bir kutu kolada neredeyse 15 küp şeker var ve bir çocuğun günlük şeker tüketimi neredeyse yarım kiloya yaklaşıyor.

    1960’lı yıllarda bir şişe meşrubat, 200-220ml civarındaydı, şimdi dev boyları söz konusu olduğunda 2 litreye kadar çıkabiliyor. Televizyon reklamları, sürekli çocuk ve gençlere yemelerini, içmelerini öneriyor. Bir saatlik televizyon izleme süresinde çocuk ve gençler, ortalama 15-20 dakika besin maddesi reklamı izlemek zorunda kalıyor. Üstelik bu besinlerin çoğu, sucuk, sosis, margarin, hamburger, bisküvi, cips, gofret, şekerleme gibi sağlığa yarardan çok zarar veren sağlıksız şeyler.

    SORUNUN NEDENİ ÇOK
    Daha da kötüsü, bu ürünler aileler ve çocuklara "akıllarını geliştirmek", "beyinlerini güçlendirmek", bedenlerini desteklemek, bağışıklıklarına güç vermek, boylarını uzatmak, kemiklerini desteklemek gibi "hayır" denilmesi güç vaatlerle sunuluyor. Kısacası çocuk ve gençler sürekli olarak kalori bombardımanına ve yanlış beslenme tüyolarına maruz kalıyor. Uzmanlar, çocuk ve gençlerin çok yedikleri için değil, yanlış besinler tüketip yeteri kadar hareket etmedikleri için kilo aldıklarını, şişmanladıklarını belirtiyor. Onlara yemeleri için önerilen besinler arasında ne portakal, elma, kiraz, erik; ne de marul, domates, fasulye veya kabak var. Dayatılan besinler katma değeri yüksek, kalorisi şişmiş, vitamin ve mineral fakiri hazır ürünler: Cipsler, browniler, kalorisi ikiye-üçe katlanmış çikolatalı bisküviler, kolalı içecekler...

    HAZIR KALORİ BOMBASI
    Çocuk ve gençlerin beslenmesinde ev yemeklerinin hiçbir önemi kalmadı. Sabah kahvaltılarını çoğu kez servislerde veya okullarda yapıyorlar. Öğle yemekleri okul kantinlerinin fast-food yiyecekleri ve şekerli içecekleri ya da okul idaresinin dışarıdan sağladığı sağlıksız besinlerden oluşmak zorunda. Akşam üzeri açlık krizleriyle evine dönen çocukları eskisi gibi evde bekleyen anneler, anneanneler de yok artık. Ya buzdolabından donmuş bir yiyecek çıkarıp yemek, ya da pizza veya hamburger siparişi vermek zorundalar. Yani günümüzde çocuk yemeklerinin çoğu hazır yemek restoranlarından temin ediliyor.

    Sorun sadece anne babalardan da kaynaklanmıyor. Yeni hayat, çocukları ve gençleri de değiştirdi. Günümüz çocukları, gençleri, sokaklarda, parklarda koşup oynayarak değil televizyon, bilgisayar ya da DVD ile oyalanarak, chat yaparak eğleniyor. Artık onlar da yavaş yavaş bize benzemeye başladı, çoğu yerinden bile kımıldamıyor. Kısacası bir zamanlar eğlenmek için koşan çocuklar şimdi eğlenmek için oturuyor ya da uzanıyor.

    HAREKETSİZ YAŞAM
    Güne akıllı bir kahvaltı ile başlamayan, öğlen yemeğini doğru besinlerden oluşmuş mönülerden sağlayamayan, gün boyu gazoz, kola, bisküvi, browni veya gofret, daha kötüsü cips, dondurma atıştıran, koşup oynayacağı zamanları bilgisayar, televizyon başında oynayarak geçiren bu yeni çocuk ve gençlerin şişmanlamaları kadar doğal bir şey olamaz. Yeteri kadar sebze ve meyve tüketmeyen, şekeri, nişastayı, yağlı ve unlu gıdaları beslenme planının ana unsurları haline getiren bu yeni hayatın beklenen bir sonucudur fazla kilolu ve şişman çocuklar.

    Kahvaltı yapan çocuklar kolay kolay şişmanlamaz
    Binlerce araştırma, düzenli kahvaltı yapan çocukların daha dikkatli olduklarını, karmaşık problemleri daha kolay çözdüklerini, daha neşeli, keyifli ve barışık olduklarını, depresyon, hiperaktivite gibi sorunlara çok seyrek yakalandıklarını, daha seyrek hastalandıkları ve okula devam oranlarını yüksek tuttuklarını, her şeyden önemlisi matematik problemlerini çözmede, sosyal zekalarını geliştirmede daha başarılı olduklarını ortaya koyuyor. Beyin, kan şekerinin neredeyse dörtte birini kullanan bir organdır. Sabah okula yeterli bir kan şekeri oranıyla başlayan vücutlar, hipoglisemik arkadaşlarına göre beyinlerine daha çok yakıt veriyor ve onların beyinleri en karmaşık problemleri bile çözmede asla zorlanmıyor.

    Kola ile ilgili bize gelen bir başka bilgi de şöyle:

    Kola içince vücutta neler oluyor?

    İlk 10 dakika: 15 çay kaşığı şeker almış gibi vücudunuza girer (Günlük almanız gereken şeker miktarının tamamı kadar). Fosforik asit tat alma duyunuzu keser ve aşırı şeker yüklemesinden dolayı kusmanızı engeller.

    20 dakika: Kan şekerinizde ani bir yükselme olur, yüksek miktarda insülin patlamasına neden olur. Karaciğeriniz vucudunuzdaki şekeri yağa çevirerek buna bir yanıt verir. Bu sadece bir kaç dakika içinde olur.

    40 dakika: Kafein absorbsiyonu tamamlanır. Göz bebekleriniz büyür, kan basıncınız yükselir, karaciğeriniz kana daha fazla şeker pompalamaya başlar. Beyninizdeki adenozin reseptörleri rehaveti önlemek için bloke olur.

    45 dakika: Beyninizde dopamin salgısı artar. Bu tıpkı eroinin vücuttta yaptığı tepkimelere benzer.

    60 dakika: Kafeinin diüretik özellikleri baş gösterir (tuvalet ihtiyacı).Buda vücutta depolanmış kalsiyum, magnezyum ve çinkonun da beraberce dışarı atılması demek.

    Bir süre sonra şeker ihtiyacını tekrar duymaya başlayacaksınız, kendinizi halsiz ve bitkin hissedeceksiniz. Vucüdunuzda kola ile alığınız bütün su tekrar dışarı atıldığı için sussuzluğunuzu tekrar hissedeceksiniz. Şeker ihtiyacını takiben, kafein isteği de başlayacak (sigaradaki gibi).


     
    Haber Puanlama
    Ortalama Puan: 4.5
    Toplam Oy: 96


    Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

    Kötü
    İdare Eder
    İyi
    Çok İyi
    Mükemmel



    Seçenekler
    Bu Haberi Arkadaşına Gönder  Bu Haberi Arkadaşına Gönder

    

    Gıda Raporu 2003-2017
    1024x768 Ekran Çözünürlüğünde Tasarlanmıştır
    RSS
    Her Hakkı Saklıdır İzinsiz Alıntı Yapılamaz.