Alternatif tıb için gelen üç mesaj
Hoşgeldiniz: Gıda Raporu - Yediklerimiz İçtiklerimiz Helal mi?
ANA SAYFAHELAL-HARAME KATKI MADDELERIZIYARETCI DEFTERI
URUNLERDE KATKI MADDELERIYENIDEN GIDA RAPORUSIK SORULAN SORULARNEDEN UYE OLMALIYIZ?


· Ana Sayfa
· En çok okunanlar
· Konular
· Makale Arşivi
· Site İçi Arama
· Sitemizi Tavsiye Edin
· İrtibat / Eleştirileriniz
· Ziyaretçi Defteri

RADYO GIMDES

Dergi Abonelik

Son Çıkan Kitaplarımız
Helal Lokma kitabı

EDITOR'DEN
  • Bu Site Niçin kuruldu?
  • G?da Raporu Kitab? Hakk?nda
  • Muhterem Ziyaretçilerimiz!
  • Üretici, ?thalatç?, Sat?c?, Kamu Yöneticisi ve Tüketicilerimize Duyurudur
  • G?da Günlü?ü Hizmetinizde
  • Domuz Tart??mas?
  • Okuyucu Sorular?na Cevab?m?z

  • Site İstastiği
    şu ana kadar
    67108446
    sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003

    Reklamlar

    Çocuk Egitimi

    Helâl Erleri

    YASAL UYARI

     

    Alternatif tıb için gelen üç mesaj


    Gönderen:huseyin Tarih: 27/06/2007 02:47
    Alternatif tıb için gelen üç mesaj :

    Tıkanmış Kalp Damarlarını Açan Diyet...

    Sarmısak ve Limon..

    Prostat Ameliyatından Kurtaran Diyet...


    Sağlıklı beslenmenin yolu alternatif tıbbın liderliğinden geçiyor. Modern tıp dahi “fonksiyonel gıdalar” araştırmaları ile koruyucu hekimlik ve kısmen hastalıkların tedavisi için çözüm amaçlı olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

    Modern tıppın dayandığı ilaç endüstrisinde ortaya çıkan skandallar. Üretim esnasında uygulanan metodların ve kullanılan katkı maddelerinin dini inançlara ters durumlar gösterebilmesi. Hastanelerin, doktorların ilaç firmaları ile oluşturdukları şaibeli ilişkiler, toplumu Alternatif tıpda derdine çare arayışına yönlendirmektedir.

    Bu yönlenmenin önemli bir boyutta olduğunu göstermesi bakımından sitemizde konu ile ilgili yayınlanmış yazılarımıza gösterilen ilgi dikkat çekicidir. 103 000 ziyaretle en çok okunan yazılarımızda ikinci sırada yer alan “ŞİFALI BİTKİLER” ve 34 577 ziyaretle 11.sırada yer alan “Reflexoloji ile Teşhis ve Tedavi - Elma ve Elma Sirkesinin Önemi” yazılarımız örnek olarak verilebilir.

    Bu yönlenmede hem ülke ekonomisi sebebi ile, hem dini inançlarımıza uygun olamama yönü ile, hem sağlığa zararlı olabilen maddeler içerebilmeleri sebebi ile, hem de oluşturulan satış sistemlerinin para kazanma hırsını ön planda tutmaları ve bundan dolayı çoğu kez doğru olmayan bilgilerle insanları yanıltabilen ehliyetsiz kimselerin çalıştırılmaları sebebi ile ithal yolu ile ülkemize sokulan herbal ürünlere karşı dikkat edilmesi için yayına soktuğumuz yazılarımız da büyük ilgi görmektedir. HERBALİFE NEDİR? yazımız 38316 ziyaret almış, ALOEVERA VE HERBALIFE İLE İLGİLİ SORULAR VE CEVAPLAR yazımız 36053 ziyaret almış, İTHAL HERBAL ÜRÜNLERLE İLGİLİ YENİ MESAJLAR yazımız da 28147 ziyaret almış.

    Bu genel bilgilerden sonra, bize gelen uygulamalı alternatıf tıpla ilgili mesajlardan yayınlamaya değer gördüğümüz üç tanesini dikkatlerinize sunuyoruz.

    GIDA RAPORU

    Tıkanmış Kalp Damarlarını Açan Diyet...

    Müdür olan eniştem, yıllar önce kalbinden rahatsızlanır. Ankara Üniversitesi'nde sıkı bir muayeneden geçince kalbe giden tüm damarların yüzde 98'inin tıkalı olduğu saptanır. Yaşlı olduğu için ameliyat edilemez. Eve dönüş hüzünlü olur. Çünkü tıp çaresizdir. Mahallenin yaşlı insanları akıl verir. 'Şunları yap', derler. Müdür enişte, denileni yapar. Altı ay sonra aynı doktorlara gider. Sonuç şaşırtıcıdır. Müdür eniştemin damarlarının tıkalılık oranı yüzde 98'den yüzde 60'a inmiştir. Eniştem, çok sonraları doğal yaşlılıktan vefat etti. Ama kalpten değil. O sihirli hayat formülünü kız kardeşim bir kenara not etmişti. Ben de bu formülü çok sevdiğim kalp uzmanı cerrah Doğan dostuma anlattım. O da bu sihirli formülü kendi üzerinde test etti. Sonucu anlattı: "Artık asansör kullanmıyorum, merdivenleri rahatlıkla çıkıyorum."

    Kalp damarları tıkalı olanlara bir numaralı tavsiyem:

    * Günde üç tane, kırmızı soğan yenilecek.

    * 100 gram karabaş, 100 gram melisa otu (oğul otu olarak da bilinir), 15 gram zencefil, 15 gram havlican iki litre su ile kaynatılacak ve tencerenin kapağı kapatılarak 24 saat dinlendirilecek. Bu sudan sabah, akşam iki kez birer bardak içilecek. (Su acı, içemiyorum diyenler greyfurt veya limon sıkabilirler). Hani karnınız ağrıyınca nasıl nane limon kabuğu kaynatıyor ve iyileşiyorsanız, kalp için de size önerim budur. Bugün başlayanlarla altı ay sonra görüşmek dileğiyle...

    Sarmısak ve Limon..

    Gençlik İksiri

    Çok yakın bir dostum ile karlar içinde yürürken benim yazmam için önemli açıklamalarda bulundu. Babasının 'koroner by-pass' ile üç damarı değişecekken birazdan anlatacağım İKSİR sayesinde yüzde 100 tıkalı olan damarları açılmış... Doktorlar hayretlerini gizleyememişler!..

    Ecza Deposu gibi...
    Temmuz-Ağustos ayları arasında beyaz ve pembemsi renkli çiçekler açan, vatanı Orta Asya olan, eski Mısırlıların 3 bin yıl önce kullandıkları A , B1, C, E vitamini ile yüklü bir ecza deposu , yani Sarımsak ya da sarmısak (Allium sativum) ' tan söz ediyorum...
    Babası yaşlıdır, dostumun. Göğüs ağrıları şiddetlenmiştir. Dört saat sürecek ameliyatı kaldıramaz gözüyle baktıkları için umutlarını kesmişlerdir ailecek... Bir arkadaşı 'Ameliyat öncesi bir de bunu deneyin' der. Onlar da denerler... İşte o sihirli iksirin terkibi:

    Sihirli İksir (tarifi)
    2 litre limon suyu, 40 diş orta boy soyulmuş ve ezilmiş sarımsak, ağzı sıkı kapanan bir kavanoza koyup üzeri koyu renkli kâğıt ve bezle kapatılır. Normal oda sıcaklığında 25 gün boyunca her gün çalkalanarak saklanır. Sarımsaklar iyice eriyince 25 günün sonunda kavanozu açıp her sabah aç karnına yarım veya içilebiliyorsa bir çay bardağı içilir. Kavanoz bitene kadar içilecek, kapağı hep kapalı olacak, içine asla su, şeker vs. karıştırılmayacak.

    Bu karışımı içtikten sonra en az yarım saat bir şey yiyip içilmeyecek... Yarım saat geçtikten sonra kahvaltı yapılacak. Mümkünse her sabah aynı saatlerde içilecek.

    İksirin Yararları
    Eski dostumdan bu bilgileri aldıktan sonra bu karışım ile ilgili yaptığım araştırmada karşıma çıkan denenmiş sonuçlar ise şöyleydi:

    1- Tüm damar iltahaplarını (vaskulit) tedavi ediyor, tıkanan damarları açıyor, damar sertliğini ve hipertansiyonu önlüyor.

    2- Kolesterol ve lipiti düşürüyor, zararlı yağların yakılmasını sağlıyor, kilo verdiriyor, (bazal metabolizmayı hızlandırıp yağların yakılmasını sağladığı için iştahı da açıyor, bu dönemde diyete dikkat etmek gerekiyor!..) şekeri düşürüyor, pankreasın kendisini yenilemesini sağlıyor.

    3- Böbrek ve safra taşlarını eritiyor, idrar söktürüyor, vücuttaki şişkinlik ve tüm dokulardan ödemi kaldırıyor.

    4- Helycobacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve on iki parmak bağırsağı ülserlerinin tedavisini yapıyor.

    5- Tüm romatizmal iltihabı önleyip, her türlü romatizmal ağrıları dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem düzeylerinin yenilenmesini sağlıyor, her türlü ağrıyı kesiyor.

    6- Beyin hücrelerinin ve tüm sinir sisteminin yenilenmesini sağlıyor , sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip ileri-refleks hızını arttırıyor, felçlere ve vertigoya fayda veriyor.

    7-Vücudun bağışıklık sistemini son derece kuvvetlendiriyor ve her türlü allerjiyi özellikle damarsal kökenli ve strese bağlı cilt allerjilerini kökünden kesiyor, kansere karşı tüm vücudu koruyor.. Sarılığa da çok iyi geliyor.

    İşte böyle…..

    Prostat Ameliyatından Kurtaran Diyet...

    Benim hikayem 1990 lı yıllara ait. Astsubaylıktan emekli bir arkadaşım vardı. Birgün Antalya’daki iş yerime ziyaretime gelmişti. Ancak üzgün bir durumu vardı. Hayrola dedim. Sorma dedi. Hastaneden geliyorum. Doktor, ilerlemiş ve mutlaka ameliyat edilmesi gerekli prostat teşhisi koydu. Bu sebeple moralim çok bozuk dedi.

    Birden birkaç sene önce Almanya’nın birçok şehrinde faaliyet gösteren “reform” mağazalarının vitrinlerinde en son sergiledikleri koca koca bal kabaklarını hatırladım. Sergiledikleri bal kabaklarının ve çekirdeklerinin bir numaralı prostat ilacı olduğunu anlatan broşürleri de almıştım. Arkadaşıma ameliyatı birkaç ay erteleyebilirmisin? dedim. Neden olmasın dedi arkadaşım. Bunun üzerine konu ile ilgili bütün bilgilerimi toplayıp birkaç ay sürdürülecek bir diyet programı hazırladım.

    Üç ay sıkı bir şekilde bu diyeti uyguladıktan sonra, muayene için hastaneye gittiğinde doktorunun hayretler içerisinde prostad probleminin tamamen iyileşmiş olduğunu belirtiğini, bana geldiğinde arkadaşım sevinçle ifade etmişti.

    Uyguladığı diyet: İstisnasız hergün buğgay çimi, kabak veya balkabağından yapılmış yemekler, kabak çekirdeği, her yemek öğününde de soğan ve sarmısak.

    Basit, sade ve kolay uygulanabilir bu diyetle arkadaşım üç ayda prostat ameliyatı olmaktan kurtulmuştu.


     
    Haber Puanlama
    Ortalama Puan: 4.64
    Toplam Oy: 51


    Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

    Kötü
    İdare Eder
    İyi
    Çok İyi
    Mükemmel



    Seçenekler
    Bu Haberi Arkadaşına Gönder  Bu Haberi Arkadaşına Gönder

    

    Gıda Raporu 2003-2017
    1024x768 Ekran Çözünürlüğünde Tasarlanmıştır
    RSS
    Her Hakkı Saklıdır İzinsiz Alıntı Yapılamaz.