|
Son Çıkan Kitaplarımız |
|
|
|
|
|
Site Ä°stastiÄŸi |
|
|
şu ana kadar 65328254 sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: 01/02/2003
|
|
|
|
| |
Gönderen:huseyin Tarih: 15/08/2009 14:14
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (Gimdes) Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer, Sağlık Bakanlığı İstatistiklerine Göre Türkiye'deki Kanser Hastalarının Yüzde 55'inin Gıdalar Nedeniyle Kansere Yakalandığını Söyledi.
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre Türkiye'deki kanser hastalarının yüzde 55'inin gıdalar nedeniyle kansere yakalandığını söyledi.
Sakarya Gönüllü Eğitimciler Derneği tarafından Adapazarı Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Türkiye'de Helal Gıda Uygulamaları' konulu panelde konuşan Büyüközer, her toplumun bir hayat tarzı olduğunu belirterek "Bu hayat tarzı o toplumun inançlarından, yaşadığı topraklardan kaynaklanır ve onu mutlu edecek şekilde bütün ömrünü kuşatır. Eğer böyle bir anlayış içinde hayat nizamına sahip olunmuşsa o toplum hem huzurlu hem güvenli hem de geleceğe dönük daima ilerleyen bir toplumdur. Bir zamanlar bizim topraklarımızda böyle mutluluk ve ilerleme aşılayan hayat nizamı vardı. Bu nizam içinde insanlar birbirleriyle kardeşçe yaşayıp gidiyorlardı. Bu hayat nizamı içinde en önemli unsurlardan biri olan gıdalar aynı hayat nizamının çerçevesi içinde şekilleniyordu. " dedi.
100 yıl öncesi incelendiği zaman bizim toplumumuzda yenilen, içilen ve ikram edilen gıdalarla iglili bir problem olmadığını ifade eden Büyüközer, Batılı toplumlardan etkilendikten sonra gıdalarla ilgili sorun yaşandığını belirtti. Büyüközer şunları kaydetti: " Gıdalarımız bizim hayat nizamımızın kaynaklarından etkileniyordu ve hiçbir problem yaşanmıyordu. Hayat nizamının temeli İslam prensiplerine dayalı bir nizamdı. Böyle giderken toplum olarak bir dönem yaşadık. Bu dönemde maalesef iktidarımızı bir anda kaybettik.
Batı kültürü dediğimiz kültür bütün toplum fertlerimize yayıldı. Bu yayılma bizim keyif ve isteğimizle olmadı. Maalesef bir takım baskı ve uygulamalarla bize empoze edildi ve zorla kabul ettirilerek bugüne gelindi. Bugün maalesef eski hayat nizamımızdan farklı bir hayat nizamıyla karşılaştık. Yaşadığmız hayat nizamı inançlarımıza dayalı bir nizam değil. Bundan dolaylı insanlarımız mutsuz ve birbirlerine soğuk, birbirlerine küskün. En kötüsu hayat nizamının en önemli unsuru olan gıdalarımzla ilgli büyük problemleri var. Bu problemlerin temelinde tanımadığı, bilmediği içindeki unsurlara ait bir aidiyet sağlamadığı gıdalardan kaynaklanan sıkıntılar var."
Bir zamanlar Toplumumuzda kanser denilen hastalığın pek bilinmediğini dile getiren Büyüközer, bu gün ise her yıl 150 bin kişinin kanserli hastalara eklendiğini vurguladı. Büyüközer konuşmasını şöyle sürdürdü: " Daha önceki insanlarımızda kalp ve damar hastalıkları diye yaygın bir hastalık çeşiti yoktu ama maalesef bugün milyonlarca kalp ve damar hastalıklarından, yüksek tansiyondan kıvranan hastalarımız var. Bu, bir tablo. Bu tabloyu çözmek zorundayız.
Bu tabloda bizim tanımadığımız bir takım gıdalar gelmiş önümüze. Kolalar, pudingler, çikolatalar, krem şantiler gelmiş. Market raflarımızı dolduran bir sürü ürün içinde maalesef içindeki unsurları bilmediğimiz fabrikasyon ürünleri olarak önümüze çıkıyor. Bu ürünlere reklam ve oldu bittilerle çoluk çocuk alışkanlık haline getirildik. Bunları sorgulamayacak mıyız? Bu gıdalar bizim değildi, önümüze geldi. Kim getirdi? Yabancı kültürlerin ve inançların meydana getirdiği hayat nizamlarından bize intikal ettirilmiş ürünlerdir bunlar. Bu ürünleri sorgulamak zorundayız. Neden? Hem maneviyatımıza hem de sağlığımıza zarar verdikleri ortaya çıktı."da ondan.
HELAL GIDA SERTİFİKASI DURUP DURRUKEN ÇIKMADI
Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre kanser hastalarının yüzde 55'i gıdalar nedeniyle bu hastalığa yakalandığının altını çizen Büyüközer " Yüzde 55 çok önemli bir rakam. Yüzde 30'u ise sigara kaynaklı. Geriye kalan kısım tamamen nesilden nesile devam eden bir takım soyla alakalı unsurlar. Böyle bir tabloyu değerlendirirken haram, helal sağlıklı ve sağlıksız meselelerini de önümüze koymak zorundayız. Durup dururken helal gıda sertifikalaması çıkmadı.Bütün dünyada ortaya çıkmasının bir nedeni var. Katkı maddeleri diye bir şeyle karşı karşıyayız, daha önce yoktu. Dünyada 4 bin civarında çeşitli katkı maddesi kullanılıyor.
Ürünler çok değişik renklerde yapılıyor. Bunun için de boyar maddeler kullanılıyor. Boya maddeleri hayvan ve bitki kökenli olabiliyor. Örneğin E 120 boyar madde kaktüs yapraklarına yapışarak büyüyen bir böcek türünden yapılıyor. Bu böceği meksika gibi ülkelerde yetiştiriyorlar, olgunlaşma çağına gelince kurutup döverek toz halinde pazarlıyorlar. Bu boyar madde sucuklarımızda,. salamlarımızda, ilaç şuruplarımızda, kozmetik ürünlerimizde, şekerlemelerimizde boya maddesi olarak karşımıza çıkıyor. Bir müslüman olarak bunu kullanmak zorunda mıyız? Sağlık ve inançlarımız bakımından mahsurlar var mı?" ifadelerini kullandı.
Koruyucu madde olarak kullanılan E 210 sodyum benzoatın İngiltere'de belirlenen klinik çalışmalarda kanserojen etkisi olduğu belirlendiğini vurgulayan Büyüközer sağlığı korumanın hem dine, hem de toplumsal olarak dünya hayatı için lüzumlu olduğunu sözlerine ekledi. (CİHAN) [1713776]
|
|
| |
|
Haber Puanlama |
|
|
Ortalama Puan: 5 Toplam Oy: 12
|
|
|
|
|

|